o kýrmýzý koltuklu ev hiç olmadý aslýnda
biliyorsun…
hiç yatmadým kollarýnda çýlgýnca
aðlamadý gözlerim ihanetine yaðmurlar gibi
hýçkýrmadý içim, için için
için gibi!
þarkýlar söylemedin sen bana
þiirler okumadým ben gözlerine
diz dize oturup
dil dile seviþmedi dudaklarýmýz
tül perdelerinden çoðulluk akmadý o evin hiç
yalnýzlýðýmýza…
o kýrmýzý koltuklu ev
yokluðumuzdan üþümedi hiç
bir han gibi kucakladý
gelen ve giden yolcularýný
masada soðumuþ öylece
ekmek arasý yalancýktan aþkýmýz
yesen , tadý kaçmýþ!
yemesen, külli ziyan…
yanýnda içilecek gibi de deðil artýk
beklemekten ekþimiþ ayran!
bu þiir de yalan zaten
çoktan ölmüþ bir þairin
eski h’iç kýrýklarý!
öyle deli deli esti iþte akþam rüzgarý
savurdu hoyratça
önce kýrmýzý koltuklarý
sonra buzdan evi
ve sonra da tuzdan masalý!
“…bir varmýþ, bir yokmuþ!...”
Sevtap Kaya Nurgönül
16:25/ 27.11.2016