O þehirde, O sahilde, O bankta. Gün gün, Saat saat, Dakika dakika. Yüreðimize, gam gibi aðýr gelir, meçhuller içinde kalmak. Araf’ta yaþamaya çalýþmak. Ölüm mü daha kolaydýr yoksa, Araf’ta yaþamak mý? Erbab-ý keder unvanýný almýþ rütbeli insan topluluðu olan biz. Bekledik, bekliyoruz, bekleyeceðiz. O sahile gidip, o bankta oturmaya devam edeceðiz ve bekleyeceðiz. Araf’ýn içinde, keder depreminde gamzede olan bu ruhlar, kederin erbabý olan büyük yürekler. “Neden” sorusunun cevabý olacak þeylerin peþinde koþup, zaman rüzgarýnda savrulup daðýlmayacaðýz.
Ben mi? Ben aynýyým. O bankta bekliyorum, seninle gelemediðimiz yerdeyim hâlâ. Turgut’un yaptýðý gibi göðe bakýyorum. Gözlerim; mavinin derininde, beyazýn koynunda hayal satýn alýyor. Denizin dibinde inerken düþünceler, aklýma sarhoþluk yaratan bir soru çarpýyor. Sormaktan kaçýyorum. Belki, Yanýma gelirsen elinde bir kolye ve bir kahve ile, o zaman sorular gelmeden dile, cevaplarým oturur kelimelerin uyumuyla zihnime. Ben aynýyým hâlâ. Uyku ve gece ile pazarlýk yapýyorum birkaç saat uyuyabilmek için. Dört, beþ sigara rüþvet verdikten sonra, gözlerime geçiþ izni veriliyor. Öyle iþte…
Ben oradayým ve bekliyorum. Vazgeçmek yok. Cahitler, Nazýmlar, Turgutlar vazgeçmediyse ben niye vazgeçeyim ki? Gelir misin bilmiyorum. Ama ben bekliyorum. Sonuçta Ýsmail Abi yanýlmýþ olamaz deðil mi? “O gemi bir gün gelecek.” dediðine göre…
Ali Talib EROL
Sosyal Medyada Paylaşın:
Ali Talib EROL Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.