benim çocukluðum bizim gençliðimiz ve bu son bölüm ile 12 Eylül sonrasý göremeyenler kaale alýnarak kaleme alýnmýþtýr. ondan sonra hiç bir þey iyi gitmedi.. özala, dolayýsý ile pkk ya zemin hazýrlandý halkýn elinde silah toplatýldý, pkk ya peþkeþ çekildi biz gene de "bu vatan bizim" dedik!
Memet,
ulan memet …………… ulan hýyaraðasý, ulan puþt, kaç yýl oldu köyden çekip gideli bir daha yolun köye uðramadý sana kim ne etti ulan
anan!.... “-yoklamaya gelecek” derdi bizim tertipler askere giderken bile, bu gün, yarýn diye bekledi sonralarý “daðýtým iznine gelecek” sonra, sonra “ýramazan bayramýna gelecek” deye beklemiþler be! kurban bayramýna bile gelmedin hadi bi suret yollamadýn neyse de el kadar bir mektup da yazmadýn bayram tepriði de mi gönderemezdin teskere aldýðýnda da köye uðramadýn bana sarýlýr, aðlar beni “-memedim” deye koklardý “-memedim” diye severdi kadýn
ulan memet ulan onun-bunun çocuðu” diyeceðim mübarek kadýndý anan ulan memet eþþoðlu-eþþek diyeceðim adam gibi adamdý baban …. adam gibi adamdý diyorum ……… sana hiç benzemezdi sen kime çektin bilmen ki çekmeden gidesi hayvan
baban…. vefasýz, hýrsýz, namert deðildi vefasýz dedim ardýndan su serpenleri hatýrlýyorum da hýrsýz dedim, çalýp gittiðin kalpleri namert diyorum, verdiðin sözleri o sözler uðruna, seni yýllardýr bekleyenleri biliyorum ya,… biliyorum ya ulan
adam;……… adam gibi adamdýr dedim ya baban için! her söze “-benim oðlan …” diye baþlar ardýndan baþarýlarýndan aþamalarýndan bahsederdi herkese bana bile oysa ben senden gelen mektuplarý okurdum ona sil baþtan bir daha sonra ananý çaðýrýrdý bir defa daha okudur, okudur,………. okudur aðlarlardý senin yazýn bellemiþtiler yazýmý anan-baban,
ulan!... ulan memet ulan gahrolasý bir kere bile yazmak gelmez miydi aklýna kýran mý girdi, ölet mi deyyus yaðlý kurþunlara mý geldin merak ediyorum… hiç uykun bölünmedi mi bunca zaman gece yarýlarýnda benim yarým kadar da ha! kalemin, el kadar bir kaðýdýn yok muydu yazmayý unuttun mu unuttun mu; hýþýrý, çaðlayý göð eriði, ütmeyi teze bosdaný deri peynirini neyse de yayýk ayranýný nasýl unutur insan insan anasýný… babasýný,,,, köyünü nasýl unutur ulan
ulan memet unuttun mu kuzu gütdüklerimizi bobaçca yapraklarýnda baktýðýmýz fallarý o falý senden öðrenmiþtim sen yedi kýz sýralardýn ben iki üstelik o kýzlarýn yedisi de sana yangýndý yedisi de sana baygýn, zevdalý sana baþka havas olanlar da vardý ulan Memed ben! birinin bile aklýna düþmemiþtim bobaçca falýnda bile düþmemiþtim düþmemiþtim ulan!!
sonra! sonra gitdin halt etcek gibi okumaya güya rahmet okuttun dostluða ehbaplýðýmýza arkadaþlýðýmýza çocukluðumuza çocukluðumuzda güzel olan her þeye yazlarý bile gelmedin “-okulu var” dediler sonraki yýllarda “-izin vermeyomuþ patýronlar bahara iþallah” deye avundu ananlar “-iþallah” dedi, soranlar sorduðuna, soracaðýna piþman o yedi kýz birbirlerine düþtüler ha deyince kimseye hele köyden birine “-he” demediler senden umut kesmediler ama biliyorsun hepsi de anana “-anam” derdiler anam
oysa bilirsin öteden beri anan hiç birini layýk görmezdi sana zavallýlarýn kalbini de kýramazdý asla amma köydeki son vakitlerini anar da anan “-aldýrmadým” derdi bana “-aldýrmaz göründüm, kinayelerine süzülüþlerine bükük boyunlarýna tafralarýna gözyaþlarýna her gidenin ardýndan bakdým baka-kaldým boynumu büktüm gözyaþý dökdüm ilenemedim Memedim” derdi kadýncaðýz o sana ilenmedi, hiþ kimseye de ilenemezdi zati ben ileneceðim..
ulan memet ulan ben sana ne diyeyim uðruna köyü terk edip gittiðin seni þehirde alakoyon o kadýn terk edip gittiðin köyün hangi kýzýndan güzel o(ð)lum hangisinden daha fazla seviyor seni hangisinden daha vefalý ulan! uðruna ince hasdalýkdan gitti sana hepsinden fazla havas olan köyden baþka biri tanýmazsýn desem adýný bilemezsin aklýna gelmez
sana hepsinden sevdalýydý Garip Anan!
anan; “-üç denesinin ardýndan dovalarýnan böyütdüm memedimi” derdi senin için “-merdimenin baþýnda oturuyon bazar yoluna bakýyon ne zaman sen Gökçeler soka(ðý)n baþýndan çýktýn mý soluðum dutuluyo baðrým yanýyo len çocuk memet de yanýndadýr deyon seni gördüm müydü, sanký memedi gördüm sanýyon.. seni gördüm müydü, sanký memedi görmüþ gadar oluyon ne fakýtdýr sen de görünmeyon sen de görünmeyon ay yavrým” derdi ýramatlý gün aþýrý gitsem bile elimi avuçlar koklar salmazdý ulan topraða vermeye bari gelmez mi insan
sen ne biçim adamsýn ulan adam gibi adamdý dedim ya baban için vefasýz, hýrsýz, namert deðildi dedim ya yalancý da deðildi baban garibandý, cahildi ama bir çevreye çýkýladýðý mektuplarýný ezbere okurdu adam sol iç cebinde saklardý cekedinin ve eli hep kalbinin üzerindeydi derken…. dili söylemez kulaklarý duymaz gözleri görmez oldu da mektuplarýný elinden, dilinden düþürmedi adam
ulan memet babayýn sað eli hep cekedinin altýnda kalbinin üstündeydi mektuplarýn sol iç cebindeydi cekedinin, boynu bükük, nur yüzlü baþý sol koluna yaslý burnu sað elinin üzerindeydi ……… kas-katý ………. bunca sene sen nerelerdesin memet! …… ulan memet Allah belaný versin yaðlý kurþunlara gelesin”
demeyeceðim yarýyýl tatiline gelip de köyden son gidiþinde sýmsýký sarýlýþýmýzda vardý bir þey ilk defa jilet tutmuþtun herhalde ipek gibi pürüssüz, kaygandý yüzün o gün her gidiþinden bir baþka üzgündün ….. ulan memet sakalýn bile yoktu daha dam baþlarýndan buðulu gözlerle uðurlanmýþtýn hiç acelen de yoktu arabaya en son sen binmiþtin en arkaya geçiþin araba harekete geçerken herkesle bir anlýk göz göze geliþin bir de köþeyi dönüp, gözden tam kaybolacaðý en son anda son bir defa arabadan geriye bakýþýn ……… o gün ne yaðmýr yaðmýþtý ulan
“-ekinde, harmanda yalýnýz goma bizinkileri” diye yazacaktýn deðil mi senden sonra ne ekinleri oldu ne harmanda gözleri ne de üniversite antetli ve ya “asker mektubu görülmüþtür” damgalý mektuplar ………….
hani “-mevsim bahar”dý hani kar kalkar-kalkmaz tabiat canlanýrdý, çiçeklenirdi dört-bir yan hani umutlar yeþerirdi ya baharla oðlaktan kuzudan haz alýrdý insan çobanlýktan ulan memet baharý býrakýp da kuzularý zümrüt yeþili bu daðlarý býrakýp da.. gider mi insan olan insan
gidermi ulan
kahrolasý anarþizm illeti ne ocaklar söndürdü bilmiyorum ulan memet, giden gitti ne uðrunaysa ölen öldü artýk kan akmasýn analar aðlamasýn
tetiðe ilk eli gideni deðil, atýþý can alýcý noktaya ilk isabet edeni Allah kurtarsýn
.. … …. olsa olsa; senden bir mektubum fazla gelmiþtir, “görüldü” damgalý belki birkaç gece fazla geçirmiþimdir “koðuþ kalk”lý, yaþamak ne zor iþtir.
bir serseri kurþun dokunmamýþtýr alnýma bir kahpe kurþun göðsüme mahkumum müebbete idamlýk ne suç iþlesem acaba isyan mý çýkarmalý ne gitmeli bir kim vurduya
ne olacak bundan sonra!
Çalý:1899
DÝPNOTLAR yangýn: aþýk, sevdalý, düþkün, tutkun, heves ince hastalýk : verem. Bilinmeyen, bilinemeyen hastalýklara ince hastalýk, aðrýlara yel denirdi. Bu yüzden ince hastalýk diye karasevda da kastedildiði olurdu.
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.