bez içinde lokum ya da mama “dada ” vermeye baþladý zenginler emzik-biberon çook… çok daha sonra çoklarý parmaklarýný emdiler...
anasýnýn sütü olmazmýþ bazýlarýnýn emer kalýrmýþ bazý bebekler de, bu yüzden “-ana” derler, ama; ana baþkalarýnýn emer bebeði olan bir anayý emdiðinden sayýsýný bilmez süt gardaþlarýnýn
bir yandan kurþun dökedururken Döndüce bir yandan hayat dersi verircesine “-emiþik dey(e)cen öyle ya ga(y)ri asýl gardaþýndan daha ileri neyeyse;? emiþik olanlarýn üç göbek çoluk-çocuklarý birbirlerine haram; siz ne bilceniz ben onu bunu bilmen; elin çocu(ðu)na bicik verme gelinimiz! kimin kime nasip olca(ðý) belli mi hu devir de
"-bi Avildenin Karýsý getirdi Ali’yi Göktepelinin arkasýnadan da Katrancý Musa taygeldi
muzip, mugallit biriydi Katrancý; "-karým avradým olsun at bokundan atlayan cumayý gün çatlayan ölü kargalar gözümü oysun sovan gabýðýnýn altýnda kala(yý)n."
yalan yere diye yemin billah ettikçe, Göktepeli"-yavrým Musa’m ilenme ilencin geçiv(er)ir" diye yalvarýyor namlusundan ters tutmuþ alnýna dayamýþ boþ tüfe(ði) anasý"-þeytan dolduruvu(r)" diyor.
geleceðe dönük bir sürü hayalleri vardý inþaat ameleliðinde karar kýldý gerçekleþmese de köylü hayallerinden biri göçtü, göçtü köyden kurtardý kendinden sonrakileri
olmasa da! Avildenin Ali gibi ondan çok çok sonra köyden gitti Ali.. o da emekli þimdi..
Göktepeli demiþkene Mevlüt Ali gayfe çalýþtýrdýrdýðýndan evde plaklarý varýmýþ kimse yoðukana oðlu Yücel o zamanlar daha iki yaþýnda nettiyse plaðý çalýþtýrmýþ,
Göktepeli; bi baksa, plak ha-bire dönüyomuþ eliynen dutmuþ epey bi, salývýmýþ, gene dönüyomuþ, ters gapamýþ gene durmayo, o da üstüne haþgaþ daþý gomuþ."
öteyüzden damadý gelmiþ, yanýnda da Akdað Muhtarý ikiðün galmýþlar, savýþdýrý(r)larkana “-ay yavrým Musam, hiþ bi göddeþsiz gelmezsin ki ha bi oturalým da hasbihalleþelim, dertleþelim” Muhtar da “-hala… gene sen bana dua et ben getirmesem hiþ gelmeceðdi ya” demiþ
“-bi ðün öretmenden aldýk köytopunu eskinki ðibi ülüklü deði(l), siboplu tabi yaz ðünü deði(l)mi n’olcak, dura-dura sýnmýþ nasý olsa harmanyerine ðedecez geçerkene Melidali’nin motursiklet pompasýndan þiþiriz
varalakdan bakdýk Melidali de hayatda böcelenip duru(r) serseri dakýmý pompanýn baþýna kömeleþmiþiyiz biri topu iki eliynen sýký sýký dutuyoru öteki ver-Allah pompalayoru duralakdan merdimenin baþýnda Gökdepeli peydah oldu
“-gelen geden köylünün çocuðu her Allahýn günü top þiþiriyoru havasýný bitirceniz e(nde)kinin sanký bedafaya alýnýyoru”
Melidali gayet sakin “bi-kaþ günde bi pompalanmasa Allah mafaza þiþirmeyi unuduvuru o da can daþýyoru ana” deyiþnce “-o da doðru ya!” … “-her gün gelin de unutdurman gadýn yavrým” dedi bu tefa
“-dediðin hesap bi köye ýradýyon yeni ðelmiþ adam aþmýþ ýradýyoyu acanýsý dinnemiþ, gapatmýþ “pili tükenmesin” demiþ
ertesiðün gýzý bi açýyo ku Bediya ðibi garýnýn biri türkü söyleyip batýr anasý “gapa ðýz tükenmesin aþam gelince boban da duysun” demiþ.”
DÝPNOTLAR
somruk / sormuk: bebeðin somurarak içindekilerden gýdalanacaðý bez parçasý sormak: emmek dada: tatlý, bebek ya da çocuklarýn hoþlanacaðý tadlar. emer kalmak : bebeðin anasýný emme dönemindeyken öksüz kalmasý devir: çað, zaman, dönem köyde herkes sarý yaðlýk (baþ örtüsü) taktýðýndan, (gök) mavi baþörtü kullandýðý için bu isim verilmiþ olmalý taygeldi: dul kadýn, baþka birisi ile evlendiðinde kadýnýn yanýnda gelen öncesi eþinden çocuðu ilenmek: baddua, ah ilenç: ilenme, beddua, ah, intizar savuþturma: yolcu etme, uðurlama götdeþ: arkadaþ, (argo)yaren, candan arkadaþ, sýký dost, heb birlikte olanlar ülük: emzik, suyun kaptan belli ölçüde akmasýný, dökülmesini saðlamaya yarar borucuk, ülbük, ýbrýk
Resim için Sn Oðuz Zeki’ye teþekkürler
Çalý / 1881
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.