yel kovardý, yelkovaný babam, altý keçi derisi kaplý kalburla tohum þaçardý üç evlek tohumlanýrdý günaþýrý þurda sürüp gitmeye ne kaldý yarýna sýra bir baþka tarlanýndý kýþýn gelmesi yakýndý
yel kovardý, yelkovaný saban boyunduruk eþeðe en üste de heybe; mataralý, azýklý, semerin arka kaþýnda öküzlerin saman torbasý opsalý öðendire, bir de saban çalýsý
yel kovardý, yelkovaný tunuk renkli bir manzara, yaðmur öncesi susar; kaval, çan-gýldýrka, ve çoban köpekleri kuþlar en yakýn kuytuya sýðýnýr yuvalarýný unuturlardý artýk kuþlarýn, cýrcýr böceðinin sesi duyulmazdý.
yel kovardý, yelkovaný armut aðaçlarý gýcýrdar alafalaklar uçardý sürülmüþ tarlalar toprak rengi çalýnýn rengi gök, gökyüzü gri aniden "rahmet" baþlardý
yel kovardý, yelkovaný çavgýn eþeði yoldan koyardý, öküzler adým atamazlardý heybede azýk ve su matarasý sýrtýmda bir eski palto baþýmda babamýn örme kalpaðý þapkasýný baþýna iyice geçirirdi o yaðmur yüzümüze yüzümüze çarpardý
yel kovardý, yelkovaný gök gürler, þimþek çakardý yel bir yerlerde unuturdu yelkovaný önce çiler , çiseler, sonra oluktan boþalýrcasýna yaðmur yaðardý her þey - her þey sýrýlsýklam ýslanýrdý yel kovardý yelkovaný