kar sepeler, hava yumþardý gün açar, öfkesini dindirir sabahýn ayazý, güneþ avutur fýrtýnayý yel unuturdu esmeyi, unuturdu yelkovaný aniden þimþek çakardý gök gürler sicim gibi yaðmur yaðardý dedem “-afatýndan sakla Ya Rabbi” diye dualar sýralardý
babam dam yuðmadan gelir paltolu, kalpaklý daha zemherinin bilmem kaçý çýkmasýna bilmem daha kaç gün vardý günlerce gök gürlemiþtir yaðmur dinmemiþtir arkasýndan kar günlerce yaðar,
geceler uzdýkça uzar- þafak sömezdi kýþ boyu damlar diz boyu kar çoktan sarardý, döküldü, kayboldu yapraklar beyaza büründü çalýlar, ardýçlar çýrýlçýplak kaldý diye aðaçlar karla kaplanýrlardý
güvercinler, sýðýrcýklar kimbilir nerelerde saklanýrlar serçeler pardý aralarýnda yaðmurdan korunurlar ne yer, ne içer kuþlar ya tipide, rüzgarda kalmýþsalar yuvalarýna nasýl ulaþýrlar etrafý kaplamýþsa kar nerede ne bulurlar karýnlarýný nasýl doyururlar acaba nasýl hayatta kalýrlardý
kazara unutur yaðmayý kar güneþ açar gök yüzünü bir anda kuþlar kaplar sanki bir demetlermiþ gibi ayný anda bir baþka tarafa uçarlar nasýl da coþarlar.. bir o, bir bu tarafa savrulur bir o, bir bu yana yaslanýrlar ekinlermiþ gibi maþallah! pencerelerde rüzgar ýslýk çalar.. çocuklar.. çocuklar her sabah; yataðýný ýslatmýþ olurlardý..
kulaklarý mendilli, þapkalarý sonuna kadar geçirilmiþ omuzlarý çökük sýrtlarý kürklü belleri kuþaklý ayaklarý yün çoraplý mesli ihtiyarlar köyodasýnda mangalý eþeleyip sobayý çokarýrlar “-daha zemherinin çýkmasýnaaa ........ gün galdý”deyip gün sayarlar Kocakarý Soðuklarý Gökmehmet Karý ve hatta martýn dokuzu üstüne bir muhabbet tuttururlar
yelkovan; bir kuytuya saklandý kýþ uykusuna yattý baharlý düþler kurmalý uyanýnca oynaþmalý Kocadaðdan kar kalkmazdý yazlarý Kocadaðda, yelkovan olur muydu olmaz mýydý yel de yelkovaný kovalar mýydý, kovalamaz mýydý bilen mi vardý!
ellerimiz yanaklarýmýz çatlardý yün çoraplarýmýzýn topuklarý delik, yirik pappamýz su alýrdý. sulamaya götürürdük ahýrdaki hayvanlarý buz tutmuþ olurdu Yukarý Çeþmenin hatýlý, birileri kýrmýþ olurlar kýrýk yerler gene buz tutar buz kurnanýn etrafýnda dikitler yapar yer kayardý
yolumuzu kesecek köpeklerin korkusu içimizde, o zamanlar daha mýni bizim Çamurlu Efe evimizden çýkmadan daha baþlardým dua etmeye hemde euzi bemele okurduk bildiðimiz tüm dualarý
tam da sessiz sedasýz geçip-gidecekken eþek bir pislik koklamaz mý burnunu kaldýrýp anýrmaz mý, "-tingedek düþtüm." köpekler saldýrdý, sardýlar etrafýmý sarýp, ürdüler, hýrladýlar korkum had safhadaydý korkudan kalbim duracaktý dalayacaklardý. yirik papbam çamurda kaldý
köpeklerden sadece biri, Çamurlu Efeyi kovalamaya gitti iki zaðar daha var ikisi de dev gibi birinin adý Karabaþ, diðeri Pars sanki parçalamadan yutuvereceklerdi hýrlamaktan, havlamaktan vaz geçmeyeceklerdi, keþke bir kollayaným olsaydý
elimden kurtulan arapatý, önce kiþneyerek þaha kalktý, daha sonra çitmeleyerek köpekleri perem perem daðýttý yetmedi arkalarýndan saldýrdý
öküzler bile köpeklere saldýrdýlar, beygir gelip yaný baþýmda bekledi dönüþte de uzaklardan havladýlar artýk yanýma biraz zor gelirlerdi. Hacallarýn sürü köpekleri sevemedim Hacallarý
köpeklerini içeri almak ya da “-oþþ” demek akýllarýna belki de iþlerine gelmezdi, kapanýrdý baþkalarýna köyün tek çeþmesinin yolu belki onlara keyif verirdi onlardý köyün Deli Dumrulu bu dünya kimseye kalmazdý ilk onlarýn konaklarý yýkýldý
gün olur; okulda, öksürük sesinden ders yapýlamazdý “-arayer hasdalýðý ” yediðünde eyi olu inneden kendi fettatýna býraðýrsan bir haftada öðsürük-týnsýrýk galmaz”dý ya da “-gök gözlü birinin ardýndan sümkür” atlasýn ona tek çare “kocakarý ilaçlarý”ydý
öðretmenimiz; her sabah ilk iþ, ellere-týrnaklara bakardý herkesin temiz, küçük, katlanmýþ, ama hiç kullanýlmamýþ beyaz bir mendili vardý. benimki bir bez parçasýydý
arkadaþlarým, “hergün” ya da “günaþýrý” yýkandýklarýný ve her defasýnda deðiþtirdiklerini iç-çamaþýrlarýný övünerek anlatýrlardý, iþin aslý herkesin de benim gibi bir kat asvabý vardý üstelik benimki agamdan kalmýþtý önlükleri, ponturlarý, çoraplarý ve hatta pabýçlarý büyüklerine yenisi alýndýðýnda üstelik onlara küçük geldiðinde bu böyleydi her evde bit pazarýndan giyindiðimiz yýllarda yeniden kasýt daha yeni “alýndý”ðýydý
DÝPNOTLAR serpiþtirmek çöðür: dikenli maki kürs: tozak, kuru kar yýðýný püs: kýþlarý badem (erik, kayýsý) aðaçlarýnýn katýlaþmýþ özsuyu, akma, aðaç zamký yasýlmak: eðilmek, boyun eðmek pardý: torak dam saçaðý çokarmak: ateþin üzerindeki yanacaklarý çoðalmak zemheri: kýþýn en þiddetli zamaný Kocakarý soðuklarý, Gökmehmet karý 26 Mart parpýlamak: düzensiz, arada bir kanat çýrpabilmek Süsmek: toslamak, tos yapmak, kafayla vurmak sürü köpeði: çoban köpeði örken: kýl sicim-ip. mýni: pani, küçük köpek, enik. köpeklerin sarmasý: havlamalarý, zaðar: oldukça iri köpek anlamýnda çitmelemek: çiftelemek çitme hayvan tekmesi, tepme. perem-perem: pare-pare arayer hastalýðý: salgýn, bulaþýcý hastalýk
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.