Bilmem hatýrlar mýsýn, hani bir cumartesi günüydü
pazarcýlar tablalarýný toparlamýþ, kamyonetlerine yüklemiþlerdi mallarýný
yerde bir mandalina görüp, eðilip onu yerden almýþtým
hava soðuktu. soðuk havalarda daha bir güzel gelirdin gözüme
gözüm çýksýn, ne çok sevmiþti seni onlar
sonra mandalinanýn kabuðunu soymuþtum yavaþça
bakmýþtýn üþüyen ellerime
ellerinde gri eldivenler vardý, ne yakýþýklýydý ellerin
fabrikatör kýzý Nuray Haným’ýn son verdiði partide köþe portmantoda unutulmuþ
italyan iþlemeli çizmeler üzerinde de gezinen ellerden daha bir güzel
hem ne yapayým ben fabrikayý, makinayý, çay saatlerini
mandalina kokan ellerimse, tenin bir akdeniz akþamý
aynadan þarkýlar çalardý, çiðdem kalýrdý iki gözlük arasýnda
sevimliydi kar taneleri, dudaklarýn mutlaka birkaçýný yakalardý
þef bir gün çýkagelmiþti de, birkaç kiþinin ismini söylemiþti muhasebeye uðrayacak
hani sana geldiðim gün vardý ya, onun ertesi, mektebin arka bahçesi
erkek lisesinden gençler ne fiyakalý bulurdu çizgili ceketimi
-abi, bir gün ver de, biz giyelim þunu, gülmek bedavaydý caným
ahmet’in ceketi, ali’nin týrnak makasý, seyfi’nin býyýk makasý
hepsi güzeldi de, ah senin þu ellerin diyorum ben, þairlerden okumuþtun sen
bana da okurdun þiirlerini bazý bazý , melih cevdet saðlam ýslýk çalardý
öyle söylemiþti bir þiirinde, sanýrým çalamamaktan ötürüydü kaygým
güzel bir sesim olsa, onunla çaðýrýrdým ama adýn yeterdi
uzardý n’si,uzardý nasýllar, ah parasýz cevdet, vah ki edilen yeminlere
cepte tuzlu bir çekirdek tanesi, ceketin sol cebinde
seninle yediðimiz son çekirdek olmalýydý, kaç kez dokunmuþtum ona da
bir türlü aðzýma götürememiþtim
sonra bir gün, ceketi bitpazarýnda satarken unuttum onu
senden kalan sarýlmalarý,kokunu, anýlarý
seyfi’nin býyýk makasýný bile taþýmýþtý ceketim, bir gün düzeltmeden uðramýþtým fabrikaya
laf çýkmýþtý, þef uyarmýþtý; patron aman görmesin
ama patron bizi nereden bilebilirdi ki, yüzünü bile hatýrlamazdým
korkunun da yaþama faydasý oldu mu hiç, oldu mu korkarak yaþamanýn bir manasý
aðzýma geldiði, sekip gönlüme deðdiði gibi sayýp döktüm aþkýmý
ben sana mecburdum da, ayrýlýk aldý gazýný kuyruðumun
bir fýrtýna duydum karþýda, feribotlara bakakalan kedilerle dertleþtim
yoksa bir yaban turnasý mýydý, pek bilmem kuþlarýn isimlerini
anlamam da öyle hayatýn hazlarýný, tatmadýðýmdan deðil, haz edemediðimden
gururla da sayamam, bakamam yoluma öyle dik dik
baþým öndeyse, bileyim ki bozuk paradýr toprak yolda saplanmýþ talih
paçama bulaþmýþ çamur gibi kederi nasýl paklardým uluorta
denemediðimden de deðil, söyleyememekten daha fazlasýný
kefenimse bir ceketti
topraðým sen
masal her þeye benzerdi
sen hiçbir þeye
ayrýlarak aldý fazlasýný hayat bizden
rüzgar kokunu çalarken de
mandalina diþlerinden kayarken de
tenin ýhlamur kokarken
gizlice soyunmalarý bildi yaralý bir meyva
bilmem hatýrlar mýsýn, bir cumartesi günüydü
diþlerinle ezdiðin gibi meyvayý, sözlerin öyle ezip býrakmýþtý kalbimi
-babam arkadaþýnýn oðluna münasip görmüþ beni
arkadaþýn oðlu tipsiz bir mektepli velet
duydum ki on yýl önce mezun olmuþ erkek lisesinden
nasýl çýkardým bilmiyorum tadýný hayretin
gözlerimden nasýl çýkardým seni bilmiyorum
hiçbir þeye benzemezdin sen
her þey olabilirdi bir baþkasý
þimdi baktýðým aynada beliren yüz
kaç dereden aksa gelse su paklamaz bilirim de
bir masaldý kandýðým, cavidaný zehra’dan önce terk etmiþtim
sen de beni bahar gelmeden önce
bilirim nasýl bir acý olduðunu
ya da aþksa, her neyse, çok da aklýmda deðil artýk
ceketimin eksik düðmesi gibi iliklemeyi öðrendim
sarýlmayý belki de kendime
bir meyva, cumartesi günü, günlerden evvelpazar
hiçbir þeye benzemedin sen, her þey olabilirdi bir baþkasý
aþk dediðim sýrsa, kaldý seninle, taþýyamadým yarýna