Ellerimin usanmýþlýðýný tut !...
kalbimin kýrk kilit nöbetini devral ...
baþtan sona soy gözlerimin yeþilindeki karayý...
ve bizi aþkýn görünmez silahýyla vur !...
Vurdun mu ?
Öldük mü þimdi ? yeniden doðmak için.
yani, sýfýr lekesiz mi ruhumuz....
mutlu olurmuyuz ins’lerden uzak.
saçlarýmýzdan elini çeker mi tozu kanlý rüzgar...
Delirmenin eþiði bu, tuzsuz, yavan,
güne devþirilmiþ saatler...
düþündüm de !... deðer gitmeye.
tank tüfek gölgesindeki hýnzýr nefesleri,
yüreði yaðmurlu topraða defnedip,
alabildiðine koþmak gerek güneþli tarlalara
yalýn ayak, baþ açýk...
Olur mu dersin sýrra kadem mührü vurmak...
buldum galiba yolunu yordamýný...
adýmlarýmýz kurasýz,
yönümüz kuralsýz olsun bu sefer...
ama temelli,ama kararlý,
ikirciksiz koyulalým tan vakti yola...
Hevsel bahçelerine uzanalým boylu boyunca...
koluna kanadýna sýðýnalým Dicle’nin...
ýþýðý dost, karanlýðý düþman belleyip,
Surlarýna gümüþi yaldýzdan yýldýzlar serpiþtirip,
yorgun argýn gün batýmý varalým Bekr diyara.
ve,
üþümüþ yarýnlara vakitsiz cemreler düþürelim gökten...
Var mýsýn ?
o zaman gidelim.
kum kýrlangýçlarý göç etmeden.
ama temelli,ama kararlý,
ikirciksiz koyulalým tan vakti yola...
Dilek USTA