Bitiþlerin baþlangýca açýldýðý kapýdan,
bak ne uçurumlar göreceksin ölüp ölüp dirildiðim.
sanki binlerce oðul doðurmuþum da,
binlerce oðulun acýlý kahrý çöreklenmiþ yüreðime.
Ya sen!...
Öksüz düþlerin bir arpa boyu büyümezken,
gözyaþý lekesi serpiliyor gelincik kýzýlý yüzünde.
nasýlda umarsýz bakýþlarýn,
nasýlda anne eline muhtaç terden ýslak saçlarýn.
Az önce,
makus bir karanlýða göz kýrptý yýldýz gözlerin.
ellerimle týrmalasam yine eriþemem gökteki ýþýðýna.
ve geri getiremem gittiðin adresin,
pusulasý sonsuzluksa...
Biliyorum, herkes yaþlanacak...
mezarlýklarda...
sadece taze ot kokusu saracak her bahar topraðý.
unutacak seni benim dýþýmda herkes.
çektiðin eza’nýn cefasý kalacak,
anne yüreðimde...
Ne acý bir bilsen oðul !...
sen iki taþ arasýnda sýkýþmýþ uyurken,
tat vermiyor kuþlara yüklediðim özgürlük.
ve ardýndan uçurduðum dualarýn hükmü geçmiyor maviye.
Sensizliði çatlatan bir umarsýzlýk bu.
karanfillerim ,
özlemim hep sana.
sadece,
elbiselerin ve kokun yadigar bana.
Dokun omzuma geceleri.
bir iþaret býrak rüyalarýma.
mesela; tenin gibi ak,
ellerin gibi yumuþak,
kadifeden çiçekler kondur yanaklarýma.
Dilek USTA