Nerelisin diye sormuþtum !...
nefret yükünü kaldýramayan,
inancýn mihengi caddeleri aþýndýr,
dar sokaklardan geç...
kurþun gölgesinde umut ekili,
bahçe kapýsýnda bulursun beni. demiþtin!
Geldim iþte !...
aklýmda bin bir soru, yüreðimde ikilem,
adýný güneþinden aldýðýn,
kandillerle aydýnlanmýþ,
dualardan sürgün þehre.
El vermesi gereken, eller yok ortalýkta.
karanfil sessizliðinde elma yüzlü çocuklar.
ve,
Bezestan çarþýsýnda uzun uzun suskuda
diþleri sýkýlý ihtiyarlar.
Ya analar!...
elleri öpülesi, ayaklarý cennet çiçeði analar.
görmeseydim keþke,
göz yaþýna kundaklý bebeleri,
topraða vermeden önce,
son kez, süt kokan tenlerini baðýrlarýna basarken.
Maðdur kuþlarýn,
yeryüzünde ölümle dansý bu çýlgýn savaþ.
ne kanat býrakýyor uçacak,
ne’de ayak kalýyor umutla koþacak.
yinede sancýlý aðýtlara gebe,
yeniden,tekrar tekrar doðuyor þafak.
Üçüncü gözümle gördükten sonra
haksýzlýðý koydum,haklý sandýðým cümlelerimin yerine
bu yüzden, asi türkülerin hüznünde sevdim seni.
elleri tütün kokan efkarýnla,
topraðýna karýþtýr,
Mardin gibi sev,baðrýna bas beni.
Dilek USTA