kuþluk ekmeðinde, bulgur aþý, kese yoðurdundan ayran içine çintmeye bosdan ve varýsa illem domatiz doðrardý anam .. ve harýmlarý olanlardan birkaç pýransa yapra(ðý), temizlik bi-kaþ firenk, iki baþ teze sovan komþu tarlalardan çocuklarla bostan, erik gelir, yerine baþka biþiyler gönderilir sineklenen, küllenen çakýlý eþek; ayrýklý, acýmýklý yerlere deðiþtirilir...
ve sýra somruklu çocuða gelir ezilmiþ haþgaþa toz þeker “püm” içirilir altý deðiþtirlir emzirilir yazmayla gölgelendirilir aðlamasýna bosverilir
testinin aðzýnda bez týkaç halý ipli ters kapatýlmýþ tasla serin tutmasý için üstüne ýslak eski bez kururdu azýk, kap-kacak, testi fýrsat buldukça heybe gölgeye getirilir bir-kaç kez...
öðle ekmeðinde biraz kestirmek yorgunluk, rehavet verirdi kalkmaya yeltenilir gerinerek üstelik de hayvanlarý sulamak gerek mükellef delikanlýlar boþverirler gölgedeki bebeðe güneþ gelirdi yeni gelinler etiþgin gýzlar üþenemezdi..
ne yapýlýr ne edilirdi eynelin götüne geçilirdi ýsrarla “türkü” istesek “ýrýl” denirdi “ýrýl þurdan” diyerek elbirlik dalga geçilirdi gülünürdü gevrek gevrek..
öðle sýcaðýnda, güneþin gözünde bekleyip, gevrer, kor olur kosa böylece, önce, örs demiri, bir sabitlenir yere, sonra; kosa diþenir, küçük bir çekiçle
kosa diþerdi babam, güneþin gözünde... týk týk da týk týk yüzlerce, binlerce çekmeli kosayla, ekinler deste deste, týrpanla, geniþ bir yay çizerek yýkardý yere
“cevizin yapraðý dal arasýnda güzeli severler bað arasýnda bað arasýnda üç-beþ güzel bir araya gelmiþler benim sevdiceðim yoð arasýnda yoð arasýnda”
bir karýnca gibi rençberin kucakladýðý deste kendi cüssesinden daha büyük tohumlar ekine, ekinler baþaða, baþaklar taneye, taneler dönüþecek ekmeðe ve karný tok bakacak geleceðe ne endiþe kalmýþ, ne umutlar sönük “evlerinin önü zerdali dalý pencereden gördüm kýnalý eli kýnalý eli benim sevdiceðim tomurcuk gülü sensiz lokmalarý yiyemez oldum, yiyemez oldum”
“derdim çoktur hangisine yanayým• yine parelendi yürek yaresi ben bu derde nerden derman bulayým meðer dost elinden ola çaresi efendim efendim benim efendim”
-yýðýn yüzü-nde baþak ayýklayarak eve gitmeyecek eþyayý, aletleri saklayarak, su tarlada kalacak testiye boþaltýlýr çocuklar heybeye, bebekler analarýna sarýlýr
“akþam oldu yine, sardý karanlýk bak yine yollara aðla sevdiðim, yetti canýmýza zalým ayrýlýk bak yine yollara aðla sevdiðim”
DÝPNOT somruk: bebelerin oyalanmasý (hatta uyumasý)için içine þeker ve ezilmiþ haþhaþ konulan bez. emzik, yalancý meme yazma: tülbent, seyrek dokunmuþ pamuklu bez diþemek: bilemek keskinleþtirmek için keskin tarafýn ezilerek inceltilmesi çekme: karavýk, güneyik türü otlar, sütlenip büyüdükten sonra çekilerek yerden çýkarýldýðýnda sütü çekme sakýzý olur, bu otlar eðildikleri, kýrýlmadýklarý için kosa ile biçilen ekinleri ayak ile toplamaya yarar • Pir Sultan Abdal
Çalý/ 1619
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.