Nasýl girdiysek böyle bir çembere, Kör olmayý ister mi hiç; Göz, göre göre, Ne cehennem ne cennet, Burasý isimsiz bir yöre, Örf, adet, töre, Ayrýlýk, Nefret ve öfke ile karþýlanýrdý farklýlýk, Vicdanlarý harcardýk, Ne ile dolardý, elimizdeki kumbara, Kimini dik tutardý yaþadýklarý, Kimi çoktan dönmüþtü, kambura.
Arkamýzda, endiþeli gözlerimiz vardý, Ýçimizde hep bir kötülük, Öldü sansak da, hep biraz sað, Aramýzda ne bir nifak, Suçlumuz, ne bir kediydi simsiyah.
Ne sorun olabildik baþlara, Ne baþlardayken sorumlu, Ne cevap alabildik; Ne cevap olabildik, ne de soru, Ya eðri olduk, ya doðru, Ya batý olduk, ya doðu, Ne öz olabildik bir konuya, Ne üvey, Uyumsuzduk her yerde, Ne gelin olduk, ne güvey, Zihinlerdeki uzaklýk, Hep yan yanaydýk ya; Ne kuzey olabildik, ne güney, Anlamadýk hiç halden, Ne kulübe olduk ne saray.
Kendisine usta diyenleri de gördük, Ne kalfa olduk ne çýrak, Sinsi düþüncelerle bir þeyler ördük, Ne yakýn olduk insanlýða, Ne de ýrak!
Sosyal Medyada Paylaşın:
Sefa Yıldırım Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.