av dedindee, bir sabah kar sepeledi ince ince iki gopil deliðanný; agam ve ben, bir gýrma çifte agam “iz avý” dedi, “topalak yeyelim tam da mevsimi” azýk falan almadý tabi çifte omzunda, guþandý iki donuz sýkýlý harbiyi
ne zamanki Güneyi’yi aþdýk, artýk köy görünmez oldu çarþakdaký goca bi daþýn depesine baþ gibi kütük koydu bana sýkdýrdý tüfeði, yatarak üç defa niþan alsa da tüfek depmiþ mi ne, çocuðukana Musdukoðlunun tüfeði sýkmýþlarda
oradan düþdük bir davþanýn izine, gölyerinden, ver elini Mullapakdepe dað-bayýr düz dolandýk, çalýya daþ attý, elim tetikde ha þunda de bunda Köy Tarlasýna indik vardýk taþýn yüzünden yol bulduk, Kayasekiye týrmandýk
Akçeþmenin altýndan, Killik Gediðinden aþþaya ordan Payamdaþýn altýna, Zýrtlan deresinden Kayacaaðýlýn sýrtlara iz peþinde inividik Hüyükden , taa Karaçalýya derken Hatýpadasýna yürüdük buz üstünde yaylýmateþi açtýrdý bana, kýyýdaki meke sürüsüne
kendine iþ edindi vurulan mekeleri toplamayý basmasýyla göl üstündeki buz bir uçtan bir uca çatýradak yarýldý mý! bereket ayaðýnýn biri kýyýdan yanda kalmýþtý belli ki guvatlý bir nefesten hayýr dua almýþtý tüfeðin dipçiðinden kavradý..
“-verilmiþ sadakamýz varmýþ” diye huþuyla dua üstüne dua kendimizi bulduk Köprübaþýndaki, Çamýrlýktaki tollarda bir kýrýntý ne mümkün, ayazlamýþ küçük bir acý soðan “gardaþ payý” dedi, ömründe bir defa gardaþça paylaþtýk geçmese de boðazdan,
güç bela köy yoluna ulaþtýk, tüfek ikimizin elinde gardaþça! beklesek, bir taraftan da akþam olmak üzere “iki su bir ekmeðe bedeldir” dedik avuç avuç kar küteledik birbirimizi bekleyerek bir taraftan da ümidimizi tüketdik
çare yok, yol yokuþ, tüfek aðýr, emekleyerek gidilinecek gibi deðil yavan hatta yanýk da olsa badýlcan, fasille kurusu reddedilcek deðil yemin etti “yecen” ne gelirse sofraya “korkma bekle” dedi, “köye gideyim, yardým getireyim” korkdu yalvara, yalvara yukarda beni bekledi
sövdü köye gelmeyen arabalara, traktörü olanlara “dinlendirik” “elli adýmda” dedi, durdu kýrkbeþ adýmda ben saymaktan çoktan vazgeçmiþtim aslýnda neçeden sonra Akyoldan köy göründü, derken bir traktör sesi gelene “neyeyse?” eyvallah edip binmedi, zaten tüfek keþiði de bendeydi
köyaltýnda ebem, sol elinde çýkýsý, sað eli gözüstüde uzaklarý taramaktaydý el etdi, durdurdu “-Süleymeni görmedin mi” “-geliyo ebe” dedi Vale Durmuþu, ebem benim ve tüfeðin farkýnda deðildi evi sarmýþtý kesif bir badýlcan kokusu, agam da gelince sofra kuruldu gözleri dolu, elini bir kez sundu, arkasýndan gene su!
DÝPNOT topalak: tavþan eti ince bulgurla halledilerek hazýrlanan acý biberli (salçalý köfte ya da) tarhana kývamýnda yemek hüyük : yýðmatepe þeklinde mezar, tümülüs
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.