Göz bebeklerim büyüyor yeþile doðru...
sonra düþüyor, tek þerit bildiðim,
karanlýk bir ruhun çoðul labirentine.
inciten,
üþüten,
camlarý buzlu veda mevsiminin zemheri sýtmasý bu...
Biliyorum ilk deðilim,
anne koynunda aðlar gibi aðlayan...
ve yine sadece ben deðilim,
hangi duvara yaslasa baþýný,
bir kýyýmlýk þefkat yerine,
ihanet ýsýrýðý,
kuzgun afakanlarla savaþan...
Sen bilme!...senden sonra,
cennet yoksunu onursuz gecelerle sabaha evrildiðimi.
ve mahremiyetsiz, ölü çýplaklýðý bir aþkla,
ayýpsýz, kusursuz inlediðimi...
Çünkü; ishak kuþuyum ben...
köhne mezarlýklarda,
sevapsýz dünyanýn,
günahkar ölümlülerine,
tütün baðýmlýlýðý gibi ,
peþ peþe ismini yakýp þakýyan...
Üzülmüyorum...
ben yine sabahý akþama ekler,
geceleri þiirle seviþtiririm kalemimi...
çoðu zaman, mavi içerim mürekkebin hokkasýndan,
çoðu kezde aklanmýþ siyah... gözlerinin þerefine.
Özgürsün...
hadi git iþtah sofrasý her tene dokun.
sonra tokluðunun nedametini kus,
safran sarýsý azat-ý aþkýn...
Düþünme beni...
zulasý gizli bir avuç mutluluðu
kara günler için saklamýþtým senden habersiz
uzun lafýn kýsasý, keyfim yerinde.
sadece kaybettiðim gölgemi arýyorum siyahýn içinde.
HEPSÝ BU.
Dilek USTA