iþde…….. ileþberin iþi o ðün böðün ekmek peþinden seðirtmek Irabbýn verdiði de çýkla gatýksýz ekmek, oysa o gün pirimiz Hazireti Adem Aleyhisselam Bobamýz ekmek peþinden seðitmese idi, helbet Yaradan; yarattýðý kulun ýrýzgýný verceðdi.”
öyle de(ðil) mi?
ekin
bir kalbura ilaçlý tohum alýnýr iki adýmda bir kalburdan avuçlanýr iki adýmda bir tarlaya serpilir bir tohum, beþ dal verir dallarda baþaklar boy verir bir baþakta kýrk buðdað buðday bire-bin verir toprak ne güzeldir.
her sabah tarlalara giderdik ekin otu ayýklamaya tarlalarda ekinler boy salýnca ekinlerde baþaklar kýzarýnca baþaklar evine durunca her sabah tarlalara giderdik "karga bokunu yemeden daha" eynelin götüne geçerdik orak(yolmak) ne güzeldir.
“-a benim mor çiçeðim sen doldur ben içeyim sana basma yakýþmaz al gadifeden biçeyim”
bayýr-taþlý tarlalarda bir elin ekini kavrama bir oraðýn taþý yalamasý ekinin kökünden ayrýlmasý baþaklar kardeþ olunca rençberin avcunda birbirine sarýlýnca tanýrlar bereketi harmanda baþak ne güzeldir.
bir bükülmüþ insanýn doðrulup, tutamýn topraðýný çýrpma bir tutamý desteye koyma sesi ve gençlerde; kuyruktan kurtulma umudu
eynele duran adam yerine konulan körpe insan, gopil delikanlý öyle bir mücadele verir ki adam yerine konulmak adýna iþte hayat bu!
eþeklerin yerini deðiþtirmek güneþe gelen testiyi, gölgeye getirmek bir sonraki eynelin baþýndakilere su mükafatý artýk “delikanlý” olduðu.
"sýçan yolaðý"ndan gider yeni yetmeler eskiler giderek eynelin önünü açar bir köþede yolunmamýþ ekin býrakana "Hatýp Adasýna eþþek çýkarmýþlar" diye alay ederler, arkada kalanla halam her zaman beni kollar benden taraftan birkaç orak çalar.. .. topraðýný iyice çýrpmadan desteye býrakana tutamý sýký tutmayana, baþaklarý yere döktürene ............ "bizim oðlan bina eder, döner-döner gene eder" ............................
Akili ebeyi Akþeer belinden gaçýrýp da köye getirdikleri sene yolmaya gitmiþler Alýþlýdüz’e Akmemedin uþaklarý, yannarýnda Hacýmemetler baya galabalýklarmýþ Akili ömrü hayatýnda yolma görmemiþ.. bilmeyomuþ.. Allahýn yörüðü ne bilsin.. emme aða garýsý,.. taha do(ð)rusu iþin sabýsý.. saba(h)la tarlanýn baþýna varmýþlar, eynele durmuþlar emme dikeliþiyollar “- hadin bakayýn, iþ sabahýndýr, dineliþmen” demiþ “-hadi” demiþler “-n’oldu” “-eynel ipini dut” … “-eynel dovasýný et de baþlayalým” “-vah.. ay bire çocuklar, ben unutmuþuyun” düþüymüþ yola.. köye eynel ipi almaya “-gel” demiþler “-gel vallaha “horata etdiydik sana” gülüþmüþler baþlamýþlar yolmaya ..
omuzlardaki desteler dönümün ortasýnda, uygun bir yerde yýðýn, yýðýn; rençberin kendi emeði suyunun gölgeliði
ve yeni bir eynele duruþ, yine orak, tutam, deste yýðýn kendiliðinden büyümekte yeni eynelin baþýnda oturuþ yeni yýðýn, yeni gölge kuþluk ekmeðine oturuþ.. yeni eynel.. yeni deste.. yeni yýðýn falanýn oðlu, filanýn kýzý olmadý mý bir “eynel türküsü” “ham meyvayýn gopartdýlar dalýmdan beni ayýrtdýlar nazlý yarýmdan eðer yarim dutmazýsan salýmdan onun uçun açýk geder gözlerim
benim yarým yaylalarda oturur aðelini sovuk suya batýrýr, demedim mi nazlý gelin ben sana çok muhabbet tez ayrýlýk getirir”
ve yeni baþka bir eynelde; bir þakalaþma, bir gülüþ, baþaklarla coþkulu bir cümbüþ eynel latifeleri, hep birlikte
"-gýþlanýn baþýnda tüter bir tütün• acý çekmeyenin yüreði bütün ziyamýn atýný bazara tutun gelen geçen ziyam ölmüþ desinler
guþlar gibi gövyüzünde dönen yar kendi gidip ahbaplarý gelen yar"
gülüþmeler biter, latifeler susar dinlenmeler eynelden eynele bir iþtahla baþlanýrdý yenisine birlikte söylenir bazen aðýda dönüþürdü eynel türküleri kimileri de arada bir silerdi gözlerini..