labada ýspanak hem börek olur, hem de borani, dedem yoðurdu sarmýsaklý sevmezdi hele hele balýk kokusundan nefret ederdi, balýk piþmiþse eve girmezdi
dedem balýk kokusunu sevmezdi ama sarýmsak kokusundan nefret ederdi hatta akranlarý birer ikiþer azalýnca Dýngýdýk taa tepeden iner dedemin yanýna gelirdi daha yaþlý adam kapýdan girer girmez "-len Sarý gene mi sarýmsak yedin" dedi yaþlý adam "-üþ ðün önþe yediydim üþ ðündür de ondan ötürü gelemeyodum len hala koku getmemiþ mi demek" dedi
dedem bir gün eve geldiðinde bir sarýmsak kokusu sarmýþ ortalýðý ki içeri adýmýný atamamýþ ebem de unutmuþ, baþka yoðurt olmadýðýný yoðurdun hepsini sarýmsaklamýþ mýþ
"-gocaðarý bana birez yoðurt goyuvu ben dýþarda bari yeyen valla içeri girilcekleyin deði(l)”demiþ, ebem bu esnada sarýmsakladýðý yoðurtdan baþka bir sahana yoðurt aktarmaktaymýþ "-ben de sarýmsaklamadan evel senin uçun ayýrýyodum" demiþ tabi ayýrdýðý sahaný vermiþ
dedem dýþarýda bir yandan kaþýklayýp, bir yandan yoðurda ekmek banarken bir yandanda "-yau gocaðarý senin sarýmsak ortalýðý yýkýyo(r) kokusu valla taa buraya gadar geliyo(r)" demiþ bir yandan da sarýmsaklý yoðurdu yemiþ.
oysa ebem her yemeði güzel yapardý, saðcak üstünde; dýðan, tava, tencere ve altýnda çalý-odun ateþi kýzartýp yaðlý dolazý, bir baþ da olsa ince ince doðrar acý soðaný içine kýrmýzý biber biraz da “eþgi” koyardý
kýzarmýþ yaðlý dolazý tasdaki çorbanýn üzerinde þöyle bir gezdiririr, misafire oldukça özenirdi... “-musafir dokuz nasibine gelir, birini yer gederimiþ” derdi.
ilk av tavþan etinden topalak yaptý mý taa halamlara kadar konu-komþuya tattýrýrdý yalnýz topalak sahanýnýn içine bir parça köz atardý nazar deðmesin diye kazara avý tutulmuþsa babamýn genç bir kýzýn ayaklarý arasýnda dolaþtýrýrdý güya tüfeði avsýnlardý..
"-yemiþi güçcük-güçcük doðrarsýn sahýna ýccýk çið südüne garýþtýrýsýn ta(h)ta gaþþýðýn düðdülü yanýyna açcýk daha çið süt gor, özersin
ataþ alafý bitdi de köz oldukdan ke(y)ri saðcaðýn üstünde usul usul garýþdýrýsýn büngüldemeye baþladý mýydý ocaktan alýsýn üstünü bastýrýsýn sovumaya býrakýrsýn sovudukdan ke(y)ri, hele gece ayazýný da.. yedi miydi var ya.., daþ gibidir.. valla-billa çencereyi depesinin üsdüne çevir yan yatýr, devir banamýsýn demez.. dadýndan yenmez yen.. mezz"
DÝPNOT devþirmek: toplamak katmer: beze açýlýrken yað/ezilmiþ haþhaþ sürülerek kat edilerek açmaya devam edilir, yaðlanarak yenir haþhaþlý yufka ekmek topalak: sulu köfte, tavþan eti bulgurla dövülerek yuvarlak köftecikler haline getirilerek nohut, patatesle piþirilir topak /topalak : yuvarlak, tombik topak þeker : bir adet þeker, kesme (küp) þeker topalak: yenilebilir yumru soðan kavurma yemiþ: incir kasýt edilmektedir. Düðdülü yan: aletlerin aðýz tarafý deðil, kesmeyen, küt ya da ters taraflarý keyri:gayri, sonra
YARIN HÖÞMERÝM...........)
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.