koyusuna düþ gece gelecek nedensiz gülümsemen gün içi atýlan her bulutlu adým kývamlýdýr oysa el gider duvarýn ötesine boþluðun basamaklarý titrer usul
seviyorum lar ölüyorum lar þu köþe ýþýðý sarý güllere aþýðým hiç çürümeyen þarkýlarý onlarýn kapital fahiþeliði reddeden tül kaðýttan ruhlarý var esmer buralarýn ölenleri drama köprüsüne hep hasaný vururlar gibi güneyden yakan poyraz turunç kokularý deli ormandan fýrtýnalý yürüyenlerin ayaklarý gök kýzýllarý içmeden gitmek olmaz alevli ocaklar bilinir olabildiðine içselleþir hasret