büyüklerimiz, bir þeye ikna edeceklerse hayadýn, ahýrýn süpürülmesi, batmalarn yeygilenmesi, topal keçinin beslenmesi, oðlaklarýn, kuzularýn güdülmesi baðdaki fidanlara “can suyu” verilmesi öküzlerin güdülmesi kelek beklenmesi çakýlý eþeðin, yerinin deðiþtirilmesi, damýn kürünmesi, karnede hep pekiyi getirilmesi sýrtýn kaþýnmasý halý dokunmasý, kýrpýk ayýklanmasý çapa, yolma, ot ayýklanmasý afyon cýzýlmasý payam çýrpýlmasý, armýt deþirilmesi, süpürge yolunmasý dað çeþmesinden su, Bükten toprak getirilmesi karþýlýðýnda bize; Üsük Dedenin “-gýrmýzý çift oðlaklý, goca bicikli, ele gelen, filiklerinden ” vaat ederlerdi..
vadesi geldiðinde Dedem bir bardak su ister geri ikram eder “bi bardak sovuk su iç” der yetmezse “avcunu yala” derdi sonra da kendince “tesalla” verirdi “-sen okuycan mamir olacan gýzýl filik senin neyine” derdi.. .. ve “mali hülle” ve mal-mülk sahibi olma emelleri ve alýnacaklarla öðünebilme devri bitti
genelde ilk oðlanlarýn böyle bir hakký vardý diðerlerinin adý-saný pek anýlmazdý ya da ötürüklüler , çakýldaklýlar onlara kalýrdý “ha evin güçcüðü, ha daðdaký donuzun böyüðü ne farký var ký”
birinin “dama atýlmýþsa” pabucu “-o n’olcak benim çocuðum daha gözel o çikin, boklu, kel , kokar ” diye her hal ilk çocuk kollanmýþ olurdu..
biraz gün görmüþ aklý erenler “-deme öyle aba günnür hinci enki garnýdar þey, cýnnýyacak, tüngülde(ye)cek cýrt firenk gibi çýmkýra(ya)cak yer arayo zati” derler
“-gocaðarý” kaþ yapayýn derken göz çýkardýðýný ömür boyu, nesiller boyu sürecek -gardaþ gavgasý-nýn tohumunu attýðýný nerden bilsin ki!
ama Bedel “-oðlum Memedali” demiþ oysa Memedali ikinci “-yanal goyun abanýn, karabaþ goyunu anayýn doo(ðu) goyun senin, Dumuþali bok alsýn”
“-tevekkeli ya gari Durmuþ Ali tahsýlýný aldý Emlik goyun sürüsünün sahabý oðlanlarýn önüne gatývýdý aðýl etti Kara Mullanýn Yýkýðý”
DÝPNOT filik: süt verimli keçi türü, tiftik keçisi (ancak bunlar kýrmýzýydý) ötürük: ishal, amel çakýldaklý: koyunlarýn pisliði yapýþmýþ arka yünleri, çakýldaklý: pisliði yününe bulaþmýþ, sýhhatsiz kel: pis anlamýnda kokar: pis, iðrenç, iþe yaramadýðý gibi iþtah kaçýran, güzellik ve temizlikten son derece uzak olan kiþi günnümek/günülemek: gönül koymak, kýskanmak tüngüldemek: (itiraz-ret anlamýnda)kalgýmak, hoplamak,karþý çýkmak çýmkýrmak: atlamak, sýçramak, fýþkýrmak çýmkýrtmak : etrafa sýçratmak, bulaþtýrmak (cývýk çamura taþ atýlmak vs hali) çýmkýracak yer aramak: kýskançlýk, çekememezlik, hor görmek için fýrsat kollamak anlamýnda seferberlikte (askerlik vazifesini para ödeyerek ifa eden) bedel ödeyerek askere gitmeyenlere bedel lakabý verilmekte ise de, Halil Kýrmýzýgül bu lakaba baþka bir sebebten layýk görülmüþ olmalý, çünkü; kendisi komþu köyden gelen bir çoban olarak bilinir. cýnnýtmak: mýzlatmak cýnnýmak: hakkýna baþkalarýnca riayet edilmemesine itiraz etmek emlik: emmeye muhtaç, emer kalmýþ(anasý ölmüþ), gede emlik: zamanýndan sonra doðan ve halen emen kuzu, emsiz: beceriksiz, sünepe
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.