Yol
Anlaþýlan o ki
Anlamanýn aklý kimde
nerede bilmekle baþlar
Ve kalbi nasýl
hangi sebeple çarpýyorsa
Oradan devam eder yoluna
Yol yorulsa dahi
Anlayýcýnýn ayaklarý altýnda olmaktan
Usule karþý çýkmaz
Anlasýn da anlaþýlsýn diye yolcusu
Yoluna sere serpe serilir
Yolun talimatý talihidir yolcunun
Yolun yokuþu yahþileþtirir
Akýþý nefes aldýrýr
Bir de düz dümdüz yollar vardýr
Denilir de yoktur aslýnda
Yolun usulüne dair deðildir çünkü
Yolun sesini ayýktýðýnda yolcu
Rengine bata çýka yürüdüðün de aþk
Anlamak dahi kafi gelmez
Kendine sýðmayan yolcusuna yetmez
Yetemez olur yol
Yola saðýlan yongalar gibi
Kalýr etinde yolcu
Yolunun omurgasýný bilen
Anlar ancak anlamanýn alýþkanlýklý yaþamak olmadýðýný
Yolun bitme ihtimallerine karþý
Anlar kifayetsizliðini