Ölü
Hangi mahallede imam yok,
Ben orada öleceðim.
Kimse görmesin ne kadar güzel,
Ayaklarým, saçlarým ve her þeyim.
Ölüler namýna, azade ve temiz,
Meçhul denizlerde balýk;
Müslüman deðil miyim, haþa,
Fakat istemiyorum, kalabalýk.
Beyaz kefenler giydirmesinler,
Sýzlamasýn karanlýðým havada.
Omuzlardan omuzlara geçerken sallanmayayým,
Ki bütün azalarým hülyada.
Hiçbir dua yerine getiremez,
Benim kainatlardan uzaklýðýmý.
Yýkamasýnlar vücudumu, yýkamasýnlar,
Çýlgýnca seviyorum sýcaklýðýmý...
FAZIL HÜSNÜ DAÐLARCA -------------------
DOLU SOKAK Ne korkuyorsun
Uyanýp geceleri
Ölüm yaþayacaðýný yokedebilir
Yaþadýðýný deðil
FAZIL HÜSNÜ DAÐLARCA Þâir. Ýstanbul’da doðdu. Yarbay Hasan Hüsnü Bey’in oðludur. Ýlköðrenimini Konya, Kayseri, Adana ve Kozan’da, ortaöðrenimini Tarsus ve Adana ortaokullarý ile Kuleli Askerî Lisesi’nde yaptý (1933). HarbOkulu’nu bitirerek (1935) uzun yýllar subaylýk yaptý. Onyüzbaþý iken kendi isteði ile ordudan ayrýldý. Çalýþma Bakanlýðý Ýþ Müfettiþi olarak sekiz yýl çalýþtý (1952-1960). Ýstanbul’da (Aksaray’da) Kitap KÝtabevi’-ni açtý (1959), yayýmcýlýk yaptý. Türkçe adlý aylýk bir dergiyi 43 sayý çýkardý (1960-1964). Kitabevini kapattýktan sonra kendini sadece sanatýna verdi.
Fazýl Hüsnü‘nün ilk yazýsý (hikâye) ortaokulda öðrenci iken Yeni Adana gazetesinde çýktý (1927). þiir olarak yayýmlanan ilk eseri de Ýstanbul dergisinde yer alan Yavaþlayan ömür’dür(1933). Varlýk dergisinde çýkan þiirleri ile tanýnmaya baþladý. Yayýmlanan ilk kitabý da Havaya Çizilen Dünyâ’dýr (1935). Bu kitapta âþýk tarzýnda, ölçülü, kafiyeli þiir denemeleri vardýr. Beþ yýl sonra çýkan Çocuk ve Allah adlý kitabýnda edebi þahsiyetini bulduðu görülür. Bu eserle birlikte Daðlarca þiirinin çizgisini, tekniðini ve temasýný bulmuþ olur. Düþünce, destan, sosyal olaylar ve çocuk temalarýný yalýn bir dil ve etkili bir anlatýmla iþler. Fazýl Hüsnü Daðlarca biçime, sembollere, ses güzelliðine önem verir. Destan denemeleri (Üç Þehitler Destaný, Ýstiklâl Savaþý, Ýnönü’ler, Yedi Mehmetler vb.) çok baþarýlý olmuþtur. Atatürk ve onun inkýlâplarýný þiirleriyle yorumlayan ve savunan
þâirlerimýzdendýr.
Büyük þairin vasiyeti: Evimi müze yapýn
Þair Fazýl Hüsnü Daðlarca, bu yýlýn ilk aylarýnda yaptýðý bir röportajda ölümünden sonra Kadýköy’de yaþadýðý evin müze haline getirilmesini vasiyet etmiþti. Evini Kadýköy Belediyesi’ne baðýþlayan Daðlarca, Mühürdar Caddesi’ndeki evinde kendisini ziyaret eden Kadýköy Belediye Baþkaný Selami Öztürk’e, evinin müzeye dönüþtürülmesi için vasiyette bulundu.
Daðlarca, Öztürk’e, ’Barýþ Manço’nun evinin belediye tarafýndan müze olarak düzenleneceðini öðrenip memnun oldum. Ben de yýllardýr içinde yaþadýðým, þiirlerimi yazdýðým evimin ölümümden sonra yaþamaya devam etmesini istiyorum. Evimi alýp müze olarak düzenlesinler’ dedi.
Ünlü þair, müzenin yaþayan bir müze olmasý, bir bölümünde kitaplarý ve eþyasýnýn sergilenmesi, bir kýsmýnýn da kafeterya gibi olmasýný dileðini Öztürk’e aktararak, ’Buraya gelip gençler, kadýnlar, kýzlar otursun, kitap okusun, bir þeyler içsinler. Tabii burayý belediye iþletsin’ diye konuþtu.
Daðlarca, vasiyetinin nedenini ise þu þekilde açýkladý: ’Ben Ýstanbul’un birçok yerinde ikamet ettim. Gezdim, gördüm, yaþadým. Ama en çok Kadýköy’ü sevdim. Tabii Kadýköy eskiden bir baþka güzeldi. Güzellik sergisiydi; çirkin kadýn, çirkin adam, çirkin çocuk yoktu. Ya da biz göremezdik. Kadýköy’e Moda’ya çýktýðýmýz zaman, üstümüze baþýmýza ayrý bir özenirdik. Kadýköy’ün kadýnlarý hep güzel kokardý.’ Daðlarca, çocuklarý çok sevdiðini belirterek, ’Onlar için çok kitap yazdým. Okullara gittiðimde etrafýmý sarýp imza istemeleri de beni çok mutlu ediyor. Ama artýk sokaða çýkamadýðým için gidemiyorum. Evim müze olursa çocuklar gelsin burada iyi vakit geçirsinler istiyorum’ þeklinde konuþtu.
---------------------
Günün þiiri bölümümüzde bütün hayatýný þiire adayan Edebiyat’ýn Asýrlýk Çýnarý olan FAZIL HÜSNÜ DAÐLARCA üstadýn bir kaç þiirini ve vasiyetini sizlerle paylaþtýk.
Mekaný cennet olsun.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.