acıuzanıp dağ yamaçlarına uçurumlar topluyorum şehla bakışlarından kanla pullanmış yüreğimin menziline sığınan kırlangıçlar yere düşüyor Cizre’den yankılanan bir zılgıttır pimi çekilen yüreğim, Diclede dolanır, Cudide vurulur benliğim ağyar ağlar yedi bölgeye ayrılmış dilim köhne masallarla avutulma yaşım geçti ki ! uzanıp tutmaya çalıştığım yalandan başka bir şey değildi lanet olsun bu duvarlar neden ses geçirmez hiç mi yüzümüze vurmayacak bu gün ışığı ellerimiz hep mendil mi sallayacak gidenlerin ardından âmâ bir sancı mıdır? alın terimize yapışmış kir ellerin üşüyor mu hala? ya yüreğin yüreğin tanrı ’yı duyuyor mu söyle? ah vefa/sızım ilmek ilmek doladın boynuma firâk’ın ipini yine bana bıraktığın uçurumları doldur cebine pencereye konan serçeleri de allı pullu baharları al , bırak kışları üzerime dudaklarını bükme sakın gözlerime vefasızlığın perdesi inmiş göremem git sana yol yakışır bana özlem Barış Çiçek |
ağyar? ah yar mı demek.
ah vefa/sızım
ilmek ilmek doladın boynuma firâk’ın ipini yine
bana bıraktığın uçurumları doldur cebine
pencereye konan serçeleri de
allı pullu baharları al , bırak kışları üzerime
Ayrılık bu kadar mı güzel anlatılır
Tebriklerimle Ahraz