Şer'nagöz kapaklarımdan uykusuzluk akıyor Şer ’na ki sen geceyi katran diye çaldın gözlerime aşka semah dönen dervişlerin secdeye değen alınlarından içerime akıyor tuzlu sıcaklık elzemdir yüreğine yazılmam Şer’na Şer’na munzur’dan süzülen pınar yatağım soyun parmak uçlarına sinmiş öfkeni aşkımı fısılda beyaz martılara denizin mavisini içir göğsüme Şer’na ! b’ağrımın sızlayan düşü hırçın kent tutanaklarında yasaklı adın s’aklımda münzevi sevdan vurur yüreğimin menziline durmadan kalbimin otağına kur düş bahçelerini şakısın ürkek kuşlar duvarları yıkık geceye savurdum hıncımı ki sığmazdı avuçlarıma dünya bilirsin şimdi hüznün hezeyanından arda kalan mavi üşüyor gözlerimin gecesinden Şer’na dağlı bir zılgıttır oysa yüreğimin çukuruna düşen adın tenimin ker’piç’liği sızlar dudağımda devşirilir aşka adın nakış nakış ah Şer’na neden geçmişimden sana akıyorum durmadan yamalı yüreğimin yüzeyine yağmur yağdırır y’aralı’yan gidişlerin Şer’na ayaklarım takılır kar kokulu tren raylarına sensiz üşüyorum inan nafiledir naftalin kokulu akşamlara gebe hıçkırıklarım dilimin köhne duvarı yıkıldı ahrazlığım gün yüzüne çıktı Şer ’na sensiz yutkunamıyorum hiç bir şiiri acı bir tat veriyor suskunluk acı hangi dilde ’seni sevmek ’ heybesinde göçebe bulutları taşıyan z’aman dicle’ye dökülen bir ahın kirli yüzünü taşır yarına dudağında devşirme türküler savurur dengbejler bozkır’a nazlı gelincikler açar uçurumun kenarında umuttur sevgidir yaşam ’ak irkildim sesimin yağmuruna tutuldu güz kirli bir bahar okşadı dudaklarımı üşüdü solumda tortulaşmış sevda özlem sırılsıklam ıslanmak mıdır aşktan Şer’na |
.