KÂBUSŞiirin hikayesini görmek için tıklayın İGerçek sevgi nasıl bir duygu tanrım? Bu bir nimet mi, yoksa azap mı?
Sabahtan beri içimde esen adeta bir fırtına var. Evin içinde üzerime üzerime geliyor duvarlar. Göğsümde tuhaf bir sıkışma, sanki kalbim duracak. Nedeni mutlaka, dün geceki kâbus rüyam olacak. Sarayburnu’nda, hep gittiğimiz o kır kahvesindeydim. Martların dansını izleyip, sevdiğimi düşlemekteydim Ağaçlar ardında onu gördüğümde birden içim daraldı. Çünkü yanında koluna girdiği esmer bir delikanlı vardı Yanımdan geçerken, başını çevirip görmezden geldi. Hayal mi görüyorum diye dikkatle baktım yanlış değildi. Felç gelmiş gibi kalakaldım, dedim ki buna sebep neden? Böyle davranıyorsa acaba bir hata mı yaptım bilmeden. Arkaları bana dönük oturdular köhne tahta masaya Nispet yapar gibi sokuldu oğlana hiç bakmadı arkaya Düşünme gücüm kayboldu sanki, öylece bakakaldım. Aşık kişi bu durumda ne yapar diye düşünceye daldım Gittikçe kabarmakta öfkem, sonunda tüm benliğimi kapladı. Kıskançlık sivri hançerini belki yüz kez kalbime sapladı. Düşündüm, terk etmesi o güzele kıymam için sebep mi? Sevgimi sınıyorsa bilmeli, mutlu olması benim için yeterli. Uyandığımda ter içindeydim, kalbim deli gibi çarpıyordu. Vücuduma binlerce iğne batmış gibi, canım çok yanıyordu. Keşke hayatta olsaydı da, başkasında bulsaydı mutluluğu, Yemim billâh razıydım, öylece uzaklardan severdim onu. 5. Mart. 2009 |
Saygilarimla