bir
yüzünün donuk yanından geldi dolu
dal kıran, çiçek döken kolu çemreli arılara iş üstü kurşun saldılar dolaşık gökten daha gün ışığını saklayamadan düştü birem birem çifte zarkanat yunusun elleri yağlı ama aklı ağasıyla oyundaydı isa ustanın kafası kızılderili kitapları yazarken nerden geldiğini bilir gibi baktı ayazın, ve nereye gideceğini de öğle akşam arası rakı hayali zamanı tam da derlen toparlan ozanım, yarına az var dünden kaldı zaten içinin beyazı |