Krizantem
Bunca zaman geçerim karşına
Hiç gösterdin mi ayna sen bana ölümü? Hep birilerini gördüm sende Yaşayanları Gülüşenleri Oynaşanları Yüzümde derinleşen çizgileri değil Yamuk kravatımı gösterdin hep bana Gizledin benden Köşedeki Boynu bükük krizantemi Göremediğim tek şey kendimmiş sende Sesim bir de Ve köşedeki Krizantem Esrik bir rüzgarın hegomonyasında vadilerim Naraları korkutur içimdeki gelincikleri Sular uyanmıştır mahmur gözlerle Ve Güneş bile üşümüştür eminim Ölüm Krizantemi Ziyaret ettiğinde Bir çocuğun gülüşüdür aslında Balıkçının ağındaki her balık Ve bir çocuğun korku dolu nefesleridir Kodomanın purosunda tüten Bir solucan özgürlüğe uçar Bir kırlangıcın kanatlarında Uçtuğunu bile bilmeden Kocaman bir zincirdir hayat Halkaların koptuğu noktada Bir teşrifatçıdır sadece Azrail Nedense pek sevilmeyen Hani bir his vardır içimizde Doyamadığımız çocukluğumuzdan miras Bir misketteki şavkın tebessümü Hani hayallerimizin bir topaçta dönüşü Komşu kızının bebeğini bırakıp yanağımızdan öpüşü Tatlı bir ürpertide yuvalanmış hayatın Bir pamuk şekeri gibi Gökkuşağını bize sunuşu Aslında çocukluğu güzel yapan Uzak oluşudur ölümün En cesur çocuklardır aslında Ölümden hiç korkmaz onlar Ve hayattan da Aç kalmaktan da Ama aç ta kalırlar Ölürler de Çünkü Daha çok doymalıdır birileri Ve aç kalmalıdır ötekiler Ve ölmelidirler Birleşik kaplar teorisi yani Zaten Krizantemi bile ziyaret ettiyse ölüm Biz kimiz ki? Sahi yaşıyorsan halâ Söylesene krizantem Kimsin sen? Aşkın çiçeği misin? Ölümün çiçeği mi? Yoksa aşk ölümün Ölüm aşkın bir gereği mi? |
.................................. Saygı ve Selamlar.