Bir rüya görseydim de o rüyanýn içinde, Ayrýlýk terse doðru akan ýrmak olsaydý. Yorgun parmaklarýmýn soluk izi saçýnda, Taç Mahal’in ýþýðý gibi yanýp kalsaydý.
Artýk konuþma deðil susmanýn sýrasýdýr, Biliyorsun köprünün altýndan çok su aktý. Ruhumda izi kalan hasretin karasýdýr, Tükenen umutlarým beni bir bir býraktý.
Sevdanýn takviminde bir vardýn bir de yoktun, Þu yirmi dokuz çeken Þubat gibiydin gülüm. Zamanýn girdabýnda anlamsýz bir buyruktun, Vurgun yemiþ ömrümün ah sebebiydin gülüm!
Sevdanýn ýþýklarý girmesin diye diye, Aþkýn penceresinin perdelerini çektim. Vedasýz þiirlerim sana olsun hediye, Olsanda, olmasanda çilemi çekecektim.
Son kahveyi içerken falda hasret çýkýnca, Hatýrlar mýsýn bilmem bir küfür sallamýþtým. Þaþýrmýþ vaziyette gözlerime bakýnca, Fala inan sözüne biraz afallamýþtým.
Boynu bükük dururken ayaðý kýrýk masa, Meðer son günümüzmüþ savrulduk uzaklara. Bizim þarkýlarýmýz usul usul çalmasa, Belki de hiç yanmazdým saçýmdaki aklara.