dört çocuğun hikayesi
I
bir çocuk vardý
þöyle uzunca boylu
alný açýk
diþleri kocaman
gülüþünde mutluluk
aynalarýn aynalara açýldýðý
bahçeli bir konak sýcaklýðý
sonra bir çocuk vardý
kývýrcýk saçlý
biraz gizli
biraz saklý
biraz da aðlamaklý
ve bir çocuk vardý
durup durup düþünen
yüreði yüksek bulutlara sevdalý
üç çocuktan geriye
bir kaç on yýlýn yükü
ve yalnýz bir adam kaldý
ne siz sorun
ne onlar söylesin
ne de ben çaðýrayým adlarýný
II
bizi bir kuytuda bulmuþtu zaman
uzak otobüslere bakýyorduk
havada yanýk tekerlek kokusu
baþ parmaðýmýzda tehlikeli bir isyan
asker çocuklarý neden
pek anlamadýðýmýz bir yeþilden
selam alýp veriyorlardý?
uçaklar neden pek sesli kesiyordu bulutlarý
doktor çocuklarý neden bu kadar beyazdý?
henüz bilemediðimiz bir çok anneden ve babadan
biraz aydýn ve izmir çarþýlarýnda
temiz duvarlarý temiz evlere yürüterek
oyuncaklarý renkli ve sapasaðlam,
(yani iki tahta parçasý
ve bir kaç paslý çivinin
bütün iyi niyetlerine raðmen
bir türlü buluþamadýklarý
bir mutluluk üzere)
nasýl çocuklardý bunlar?
III
simitçi,
boyacý ve dilenci
iyi adamlarý sokaðýn
kara kýþa iman ediyor
kardeþ ayaklarý dolaþýyor siyah bir gölge
yaþamak adýmýzla sesleniyor
ankara lastiði yine fazla mesaide
birimizin bir babasý vardý örneðin
yeri kazýp yol yapan
þiþman ve esmer ayný zamanda bir annesi
baþýnda birkaç dilde birden dokunmuþ bir yazma
diðeri memur çocuðu
masalarda
saat altýotuz sofralarýnda
ustura ve týraþ köpüðü
deri çantalar
kalemler ve kaðýtlar
sessiz sessiz aldatýlan bir kadýn sonra...
radyoda zeki müren incelir
yemek soður
git gide devlete benzerdi masa
öbürü altý kýzýn ardýndan
artýk ne kadar erkek olunursa...
ustalýk eseri babasýnýn
topraðý bol olsun
vaktinde ölüp
topraða karýþanlarýn
IV
dört çocuk yarýnýn kapýsýndan bakýyor
ellerinde uzak otobüs biletleri
peri kýzlarýnýn kenti masmavi
sokaklarý gýcýr gýcýr
müzik de var üstelik...
bu ne cür’etli bir duruþ
bu masal ne çileli
hangi taþý kaldýrsan kaybedilmiþ bir kavga
buðday ve kalp kýrýklarý
kaþ ve göz yarýklarý
her adým baþka bir durak
her adam baþka bir savrulma
ne yönü var büyümenin
ne de vuslat sonunda
V
biz nasýl çocuklardýk?
nasýl çocuklardýk ki
kapý önlerini süpürürken okulsuz bir yaz
þöyle bol güneþli
ve bir hayli sarý
gündüz insanlarý ve gündüz hayvanlarý
tanýdýk bir konaðýn yedi katlý cenazesinde
lahmacunla ayran daðýlýr
kediler masa altlarýna saklanýr
tekme tokat bir aðýt
balyoz sesleri ve kaðýt
ve söz vermeler
kaðýtlarýn üstünde ince ince söz vermeler...
bunlar hangi çocuklar?
ve hangi çocuklarýz biz?
gizlice sevdiðimiz bir þarkýdan
ulu orta nefret ederiz
VI
"gelsin" dedi
býyýklý ve ceketli
bedava bir okulun uykulu müdürü
elinde bir kalem
parmaðýnda mürekkep
cebinde devletin ýslanmýþ mührü
"gelsin" dedi...
geldik!
"hiç ama hiç geç kalmadýk
hep vaktinde geldik"
VII
ay ýþýðý pencerede,
tek kiþilik bir lamba,
gizli bir aydýnlýk...
pantolon söküðü iyi dikilir
soðuk çamur iyi dökülür ayakkabýdan
gün ýþýðý pencerede
kýrk kiþilik bir oda
duvarlarda yeminler
eski yeminler
ve özgürlük þarkýlarý
tüme varýp soluklanan sayýlar
tümden gelip yalnýz kalan sayýlar
sýra sýra daðlar
dev dev kazanlar
ve savaþlar
ve kaybettikçe yeniden kazananlar
genç ölümlerin þanlý tarihi
VIII
"gelsin" dedi
býyýklý ve ceketli
uzak memleketlerde yaþayan
kocaman bir elçi
elinde bir kalem
parmaklarý tertemiz
çekmecede devletin kýrmýzý mührü
"gelsin" dedi
geldik!
bir duruþu bozmadan öylece bekledik
IX
kapýlar týk týk açýlýp
týk týk kapanýyor kapýlar
odalar insan yutup
insan kusuyor odalar
bir adam baðýrýyor
"Temiz Sayfa kalem odasýna!"
üzerin yazýlacak...
nasýl adamlardý bunlar?
ve biz nasýl adamlarýz?
küçücük bir oyunu
büyük büyük oynarýz
X
bunlar hep bir deðirmenin
beyaz ve yuvarlak taþýndan yankýlanacak
temiz buðdaylarý kýrýlmaya iterek
biraz eskiyen bir zamanýn
çuval çuval biriktirdiði erken ekmek kokusu
ve þehrin bakýr rengi çarþýlarýnda
çocuklar çocuklarý gizli yerlerinde bulacak...
bizi büyüten
gördüðümüz düþlerin kül rengi buðusuydu
bizi büyüten
uykulu bir okulun tebeþir kokusuydu
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.