MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

MELDA ÖZATA'ya
nur49

MELDA ÖZATA'ya





MELDA ÖZATA’YA
(Akrostiþ)

Mahurdan bir þarkýdýr, rûha haz verir,
Esen meltemler gibi tatlý bakýþý.
Lâtif gülüþü açan beyaz bir zambak,
Dallarýnda sevgiler çiçektir ak ak,
Açar hecelerde renk, koku saçarak.
Öksüz kuzudur bazen, sarasýn gelir,
Zamana zaman katar, açar, yeþerir.
Anlatýr þiirleri bir bir mâziyi,
Titrerken gönülde o geçen yýllar,
Aydýnlanýr gün gibi hep hâtýralar...

Hâlenur Kor

Onu 1996 yýlýnda katýlmaya baþladýðým þiir günlerinde tanýdým ilk defa. Yumuþacýk bakýþý, nazik halleri, bir çocuk gibi tatlý tebessümü dikkatimi çekmiþti. Sesi bir genç kýz kadar taze idi… Þiirlerini usulca okur, gülümseyerek yerine otururdu. Nasýl, ne zaman samimi olduk, hatýrlamýyorum. Sayýn Ahmet Özdemir’in Ahmet Yesevî Vakfý’nda düzenlediði þiir günlerinde, Sevgili Müzeyyen Hançerci’nin Haseki’de düzenlediði þiir günlerinde görüþürdük. Benim için sýcacýk bir abla idi her zaman. Rahmetli Bekir Sýtký Erdoðan ile de onun vasýtasý ile tanýþmýþtým. Beraber ziyaretine gider, yeni þiirlerimizi okurduk.
Sevgili Melda Haným’la, ben Erenköy’de otururken sýk sýk görüþtük. Hayat hikâyesini dinlemek, eski fotoðraflarýna bakmak, engin hâfýzasýna þahit olmak bir zevkti benim için… Yalnýzdý. Hiç evlenmemiþti. Tek çocuk olarak, Zonguldak’ta geçen çocukluðunu, yüksek kayalýklarýn bulunduðu sahillere gidip denizi seyretmeyi çok sevdiðini, annesinin buna çok kýzdýðýný anlatýrdý. Sonra Kadýköy’de Eysan Oteli’nin civarýnda babaannesi ile geçen günlerini anlatýr, bebeklik resimlerini gösterirdi… Güzel bir kadýndý. Felçli annesine adadýðý hayatýný anlattýðý zaman çok üzülmüþtüm. Evlenmek isteyenleri, annesini istemedikleri için reddetmiþti. Tek çocuk olup da kim býrakabilirdi ki annesini?
Rahmetli Melda Haným eli çok açýk bir insandý. Bu yüzden de çok varlýklý bir aileye mensup olmasýna raðmen, elinde avucunda olanlarý tüketmiþti. Onu tanýdýðým zaman bir çok evini, dükkânýný, hâttâ köþkünü bile satmýþtý. Kýzýltoprak’taki evine hiç gitmedim. Üsküdar’daki son evini satmasýna bir çok arkadaþýmýz gibi, ben de engel olmaya çalýþtým. Ama, fare çýkýyor diyerek onu da yok pahasýna sattý. Erenköy’deki evine sýk sýk gidiyordum. Yaptýðým yemeklerden götürüyordum. Bana þiirlerini okur, benim yazdýklarýmý dinlerdi. O zamanlar hemen hemen her gün ya telefonla, ya da yüz yüze beraber olduk. Þiirler, hikâyeler yazýyor, hiç boþ durmuyordu.
Caným Melda Haným, o da benim gibi kedileri çok severdi. Balkonunda yavrulayan kedilere o kadar güzel bakmýþtý ki… Hâttâ bir kedisinin ona sokakta bulduðu boncuklu bir þeyi hediye getirdiðini anlatmýþtý. Sokaktaki köpeklerin çoðu onu tanýrdý. Onlara sosis alýrdý. Yüreði mangal gibi, içi sevgi doluydu. Sevgisini insanlar kadar, hayvanlara da daðýtan yüce bir gönlü vardý. Balkonuna dut aðacýnýn dallarý uzanýrdý. Ne zaman dutlar olsa, bizleri çaðýrýrdý. Aþaðýdaki komþusu o dut aðacýnýn dallarýný kestirince çok üzülmüþtü…
O sýralar, bazen onlarda, bazen bizde, bazen sevgili Gönül Halýcý’da, veya sevgili Aysen Haným’da toplanýrdýk. Nesne þairi rahmetli Sedat Umran, yine rahmetli þair ablamýz Nihal Özyüksel, bazý Ankara’dan gelmiþ olan Abdullah Satoðlu da bizlerle olurdu zaman zaman… Yazdýðýmýz þiirleri okurduk. Güler söylerdik. Tabii ki þarkýlar da… Bir keresinde þiir okurlarken onlarýn seslerini teybe almýþtým. O kaset unutulmaz, kýymetli bir aný artýk benim için…
Ne yazýk ki, Melda Haným, bizi dinlemedi, Þile’ye taþýndý. Hem geçinmek, hem de kira ödemek Ýstanbul gibi, Erenköy gibi bir yerde elbette zordu. Daha kolay bir yaþam için Þile’ye taþýndýðý zaman hepimiz çok üzüldük. Mustafa Kuþçuoðlu, eþi Aysel Kuþçuoðlu ile birkaç kere Þile’ye ziyaretine gittik.
Bir kere ben gidip kaldým. Hava çok soðuktu, evi ýsýnmýyordu. Üþümeyeyim diye kat kat giydirdi beni bir çocuðu kollar gibi… Ona bize gelmesini, kýþý bizde geçirmesiini teklif ettim. Gece sýk sýk kalktýðýný, düþebileceðini söyledi. Halbuki gelse o kadar sevinecektim ki…
Yazýn ben Gazipaþa’da iken kýzým ve torunum ziyaretine gittiler. Þimdi, ben de keþke ben de daha çok gidebilse idim diye hayýflanýyorum. Uzak ve bilmediðim yerlere yalnýz gidemem. Hiç hoþnut olmadýðým bir huyum bu. Kaç kere arkadaþlarýmla gidelim diye konuþtuk, kaç kere eþime dedimse de, bir türlü kýsmet olmadý. Bunun piþmanlýðýný ömrümce taþýyacaðým. Çünkü, yapayalnýz bir kadýndý…
Deðerli arkadaþýmýz sevgili Gönül Halýcý ön ayak oldu, basýlmamýþ þiirleri, eserleri Ýslâmi Eserler Kütüphanesinde arþivlendi. Öðretmen arkadaþýmýz Havva Purde, hastanede yanýnda oldu. Onlara tüm arkadaþlarým adýna teþekkür ederim.
Söylenecek çok þey var. Ýçime attýðým, içimde sakladýðým çok þey var. Onlar bende kalsýn… Sen rahat uyu sevgili dostum. Keþke yoðun bakýma girmeden önce haberim olsaydý. Ne yazýk ki, iþ iþten geçtikten sonra haber aldým. Ama dualarým seninle sevgili Melda Haným… Orada þimdi sevdiklerinle, anne ve baban ile buluþtun. Huzur þehrine bizden selam söyle… Bizi de bekleyenler var hasretle… Bakalým vuslat ne zaman?
Hâlenur Kor
*****************************************************
3 Ocak 2016 (bugün) YENÝ SÖZ ‘de Ahmet Dur’un yazýsý:
DEVLET YALNIZ YAÞAYAN YAZAR ÞAÝR VE SANATÇILARIN YANINDA OLMALI
Melda Özata acý bir örnek oldu
Þair Melda Özata önemli bir hikayeci, þair ve müzisyendi. Bir birinden güzel þiir ve hikayeleri var. Ýstanbul’u bir de onun þiirinden izleyin. Ýzleyin diyorum çünkü okurken bir Ýstanbul klipiyle karþýlaþacaksýnýz. Ayný zamanda iyi bir piyano müzisyeniydi. Geçmiþ dil kullanýyorum. Çünkü Melda Özata’yý birkaç gün önce kaybettik. Hem de kimsesizler gibi tek baþýna. Cenazeyi belediye ekipleri kaldýrdý.
Melda Özata yýllardýr Þile de tek baþýna küçük bir evde yaþýyordu. Bekir Sýtký Erdoðan’ýn dizi dibinde yetiþmiþ bir isimdi o. Edebiyat dünyasýndan Þair Halil Gökkaya burada teþekkür etmek istiyorum. Bekir Sýtký Erdoðan ölünceye kadar onun manevi evladý gibi oldu. Hala ‘babam’ diye hitap eder. Melda Özata’nýn da ender ziyaretçileri arasýnda yine Gökkaya vardý.
Halil Gökkaya Melda Özata’nýn hastaneye yatýrýldýðýný duyar duymaz hastaneye koþuyor hatta bir arkadaþýný refakatçi olarak görevlendiriyor. Özata da bir gün sonra zaten hakkýn rahmetine kavuþuyor. Halil Gökkaya Melda hanýmýn ölümüne kadar yazmaya devam ettiðini ancak maddi yetersizlik sebebiyle yazdýklarýný tam 26 yýldýr kitaba dönüþtüremediðini söylerken gözleri doluyor. Gökkaya da burada bir çaðrýda bulununurken þöyle sesleniyor: “ Sadece Melda Özata’nýn deðil, bugün Türkiye’de çok sayýda þair ve yazarýmýzýn þiir ve nesir kitaplarý basýlmayý bekliyor. Yayýncýlar ‘satmaz’ endiþesiyle bu kitaplarý yayýnlamýyor. Edebiyatçýlarýmýz ise kendi imkânlarýyla kitaplarýný okuyucularýna ulaþtýramýyorlar. Ýnþallah, Kültür ve Turizm Bakanlýðý bu meseleye el atar, en azýndan bazý þair ve yazarlarýmýzýn kitaplarýný kültür hayatýmýza kazandýrýr. Bu mühim bir meseledir, kanayan bir yaradýr.”
Bu deðerli isimleri evlerinde iþyerlerinde dört duvar arasýnda yalnýz býrakmayalým. Ziyaret edelim. Ellerini öpelim. Onlarý dinleyelim tavsiyelerini alalým. Ben kimim ki diye çekinmeyin. Ýnanýn kim olduðunuz hiç önemli deðil. Ziyaret dönüþünüzde içinizde ayrý bir huzur ve mutluluðun dolaþtýðýna þahit olacaksýnýz.
Ahmet Dur
****************************************************************************************
ALLAH RAHMET EYLESÝN SEVGÝLÝ DOSTUM... NÛR ÝÇÝNDE YAT Resimde saðdaki Melda Özata


Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.