Gönüle köþk, yeryüzü; sekiz asýrdýr ýrak
O çile makamýndan, ilmin mücevherinden
Saygýyla anýlýrken gerçek mürþit erinden
Yüreklere iz koyan hasret bu kadar berrak
Aþýklýk ölçüsünde Mevlana büyük durak
Özden geçip varýlan insan mertebesinde
Dergahýnda huzurla dönendi arif halle
Aþýkýn çömleðinde ’ piþ’ diyordu hak dille
Ýlahi aþk yolunda maþukluk süresinde
Yanmasý zelzeleydi gönüller küresinde
Âlemde hoþluðuyla muhabbete ýþýktý
Dili eðriye kaymaz sevgisiydi meþale
Edepte bambaþkaydý, hiçlikte güçlü kale
Oydu doðru ahlāklý ve güzele aþýktý
Susmasý imtihanda zorluða sarmaþýktý
Sabrýndaki derinlik vefaydý dosta doðru
Olgunlaþýp eðilen dolu baþak misali
Sadrý; maksadýna yer, sözü; ümit timsali
Þems’te gördü kendini, tükendiðinde soru
Tavrýna münhasýrdý þerefli ve dupduru
Mukaddes yolculukta bu manevi ahengi
Taþýdý meclisine semazenle ehli zat
Varsýn olsun aklý kýt acizler orda bizzat
Ummana bakan gözde bellidir iþin rengi
Aldýrmaz bozuk sese ayaklarda üzengi.
Nezahat YILDIZ KAYA