Biliyor musun? Çocuk !...
Dün gece hiç uyumadým
Zehir gibi soðuk iliklerime iþlerken
Sen geldin birden gözlerimin penceresine.
Görmeseydim, lambalarý yanmayan,
Tekinsiz, ýssýz sokaklarda...
Ve geçmeseydin önümden
Küçük adýmlarla ,küçük gölgenle,
Bu denli aðlamaz, sýð kalmazdý mýsralarým.
Devasa bir romanda bir cümleyle anlatýlan kelebek gibisin.
Kozandan çýktýðýn gün, yirmi dört saatlik bir sevincin bile olmamýþ.
Yoksulluðun düþ kýrýntýlarýyla ,
Ana rahminden sokaklara dökülen,
Kimsenin kimsesi olmadan,
Sorumsuz vicdanlarýn utancýyla büyüyen
Tanrýnýn sahipsiz kanatsýz meleðisin.
Güzel çocuk !...
Ýzbe kuytularýn koynunda titreyen,
Kedi kadar savunmasýz ve masumsun.
Her ne kadar týrnaklarýný geçirsen de ayýn yüzüne
Ýçimi kanatýyor asi ve hýrçýn tavrýn.
Bilirim ki;
Köprü altý leþ kuzgunlarýna yem olacak kadar küçük,
Nefesini kesen gecenin çýðlýklarýný duyuramayacak kadar yalnýzsýn.
Ýzledim seni...
Zihnini meþgul eden dünlerden sýyrýlmak için
Yýldýzlarý sayýyordun.
Dedim ya, sebepsiz deðil duvar diplerinde sabahlamanýz.
Suçsuzluðun suç sayýlsa da sokak baþlarýnda,
Korkuyla savaþmayý öðrettiðinden beri hayat,
Sessiz umutlarýn intiharýna tanýklýk etti gözlerin.
Kimsenin umru olmadý gece çocuklarý olmanýz.
Hep bir mukavva, bir köpek oldu yastýðýnýz.
Çok geçmeden bu kente kar yaðacak...
Daðýn, taþýn,
Kurdun ,kuþun üstüne.
En çok çocuklar üþüyecek
En çok onlarýn elleri moraracak
Belki de ölecekler sessizce rüyalarýnda
Ve... Benimde gözlerimden,
Lapa lapa kefen düþecek yüreðime.
Dilek USTA