önce gözlerinle girdin içime
yürüdün hep içlerime , içerilerin içerisine
dile getiremediðim çözümler getirdin ruhuma...
sonra kalbimi zýpkýnlar gibi
ifadesi zor anlamlar kattýn heyecanlarýma
ne hikayelerde rastlanýr cinsten,
ne masal diyarlarýnda bulunur soydan...
uzun mu uzun, derin mi derin
hoþ geldin safa getirdin
baktýðým her yere akseden bir hayal oldun
öyle derin bir rüyaya daldýrdýn ki
her yer alaca karanlýk...
esrarlý bir alemin en çetin sýrrý siyah gözlerinde
bir kendinden geçiþ hali yaþýyorum
sonsuz bir çöl içinde kum misali...
hudutsuz yýðýnda bir kum tanesiyim
eþsiz bir manzara seyreder gibi
zamaný ve mekaný gözlerine sýðdýrdým
mesafeleri ve istikametleri bir kara noktaya .
ýþýðýný düþürdün yüzüme kamaþtý ufkumun dört bir yaný
düþlerden azade alevler serpiþtirdin
kendi kendini kül edecek kadar yangýnlardayým
meçhuller aleminin karanlýklarý içinde
siyah gözlerine musallat basit bir sefilim þimdi
ýþýnlar yayan öyle bir bakýþ ki nazarýn
göðsümde duyduðum kalp atýþlarý kadar gerçeksin
nabzýna dokunduðum þah damarý kadar yakýn.
uçurum baþýnda tutunacak bir dal kadar ümidimsin
bir sevda ýsýsý misali hasret yangýnýmsýn
tenime temas eden kalbimin sýcaklýðýsýn
aynadaki suretin vücut bulur her gece
öte kabul etmez duygulardan ibaret
gözümün önüne hayalin çöker
her defasýnda aklýmý tükeniþ noktasýna sýçratýrsýn
üstümde bakýþlarýnýn tesiri kalýr
deðeri düþmeden, tükenmeden etkisi
yalvarmanýn hiç bir faydasý olmadýðý vakitler sonrasý
gelip çattýðýnda önünü alamadýðým ayrýlýk saati
gözyaþý dökmek tek teselli olur benim için
gecenin nabzý dayanamaz bu vehimlere
ufuklarda bir kýzýllýk peydahlanýr
yakut, zümrüt renklerle süslü
git artýk… ayrýlýk vakti…
ben silerim aynadaki suretinin tortusunu, küfünü
göründüðün her köþede ki esrarýnýn izlerini
redfer