ESKİ ÇOCUKLUĞUMDAN KALAN ANILAR

Yaþam farký mýdýr nedir
Eskiden telefon yoktu ne de bilgisayar ve tablet
Siyah beyaz televizyon karþýsýna toplanýrdýk komþunun
Kömür sobasýnýn yanýndaki hayalimiz
Ön sýralardan yerimizi kapmacalarýmýz
Dýþarda lapa lapa kar kapýdan içeri girerdi
Yüzümüzü kýzartan sobanýn sýcaklýðý
Ne güzel mýsýr kokusu yayýlýrdý odaya patlatýlan kestane cabasý idi
Sarýlýr sarmalardýk battaniye gibi birbirimizi
Uykumuz gelse bile dinledik Türk Müziðimizi
Gülümseme kaplardý gözlerimizi

Sýcaklýðýnda bulurduk huzuru günün yorgunluðu biterdi
Açýlan sinema perdesinin ardýndan gelirdi en güzel nostaljik þarkýlar
Ön taraf bizimdi büyükler arkada sýralanýr
Ýstiklal Marþýmýzla açýlýr kapanýrdý televizyonlarýmýz
Barýþ Manço’ nun Domates biber patlýcan müzik eþliðinde
Oysa hiç biri yoktu o an özlem dolu gözlere hitap ederdi sanatçýmýz
Adile Naþit ve Münir Özkul filmleriyle yoðrulurdu gönlümüz
Ders alýrdýk turþu kavgalarýyla
Gülme krizine girerdik Kemal Sunal ile Þaban filmleriyle
Okul yoksa tadýna doyulmazdý hayatýn

Ardýndan çay kokusu gelirdi karanlýk odaya mis gibi
Bütün yorgunluklar giderilirdi gözler gülümser
Tadýna doyulmazdý bir Türk filminin
Ardýndan büyükler masala çoktan baþlamýþ
Yemiþler yerdik kurutulmuþ ceviz cabasý yanýnda
Sohbet aðýz tadýnda fakat dinlemek mecburdu
O zaman eski tarihlerden anýlar gözlerinin önüne gelir
Gözyaþlarýný silerdi ellerinin tersiyle sigara dumanýnda büyüklerimiz
Yaþlýlarýmýz maziden geçer gibi dem vururdu
Bazen korkulu rüyalarýmýzdý savaþlar canlý birer film gibi
Bazen mutluluðumuz yüzümüze yansýrdý
Umutla bakardýk yarýnlarýmýza
Anlatýlacak çok þeyler vardý oysa çocuklarýmýza
Daðýlan bulutsu akþamlarýmýz
Gamsýzdý günlerimiz
Gül dolu bahçelerimiz
Sazýn teliyle þarkýlarýmýz türkülerimiz
Yaþamak ve duymak vardý o anlarý
Þimdi ise özler dururuz
Ýstiklal marþýyla açýlýrdý göðe bayraðýmýz
Sonra yine dikkat sesiyle Ýstiklal marþýmýzla kapanýrdý televizyonlarýmýz
Neydi o gençliðimiz
Eski çocukluðumdan kalan anýlar

Behçet Bük 1087/7.11.2015

Sosyal Medyada Paylaşın: