yýllarca dünürcü beklediler sevdiklerinden, ilk ve son kez onlara da yapýldý gelinbaþý kýzlar gelin olup, ayrýldýlar evlerinden gelin olup, köylerinden ayrýlanlar da vardý
“köprüden geþdi gelin saþ baðýn düþtü gelin diloy loy haldan bilmez ne fayda söz anlamaz ne çare”
kapýyý saðdýcý tutdu, sandýðý kýzkardeþi atbaþýndan tutdu aðabeyi, kayýnpedere verdi köyün alt yanýnda yolu kesmiþ, delikanlýlar “toprak bastý parasý” istemiþ-koparmýþ muhtar
“gül aðacý boðum boðum dert içimde düðüm düðüm ayrýlýðýn günü böðün anam hakkýmý helal et”
bir “Cezayir” çalmakta davul zurna kadýnlarda bir kamyon kasasýna binme coþkusu kýzlarda birbirini kollayanlarýn çýðrýþ-baðrýþlarý allý yeþilli fistanlar cartlak þarpýlar illa da gençlik çocuklar koþup, kapalýnýn arka merdivenine tutunma telaþýnda her zamankinden keskin korna … kalabalýk daðýlmýþ, kýz evi yasda, kýz anasýnýn baþý kara çekkili kýz babasý derin kederler içinde, "ehh" ne gelir elinden bin piþman olunsa da eþ-dost yalnýz býrakmaz, “-erkekler aðlamaz” ama o baba “-Allah geçim-dirlik versin” “-amin” "-amin" herkesin “amin” dediði, babasýnýn da en büyük dileði inþaallah.. Allah piþman etmesin yeter ki..
“-boba bostanýn bitti mi, tarlaya köken attý mý beni verdin el o(ð)luna, ahýn yerini dutdu mu”
hiç görmedikleri, bilmedikleri ucara memleketlere sevip-sevemeyeceðini düþünemeden bile kucak açtýlar; farklý seslere, adet ve geleneklere aða-aba dediler kendinden çok-çok küçüklere
“buralarý sevemedim, gönlüm orada yanýyorum tuz-biber yarada deli gönül eremedi eyvah murada ölüyorum tez yetiþ merama”
her sabah gün ýþýdýðýnda, sýlaya döndü yüzleri, evlerini, evdekileri, döðüþdüðü gardaþlarýný öðsedi burnunda tüttü herbiri, yumana kadar gözlerini uyuyunca rüyasýnda gördü köyünü, köyünde kendini
"-Yüksek-yüksek tepelere ev kurmasýnlar Aþrý-aþrý memlekete kýz vermesinler Annesinin bir tanesini hor görmesinler Uçan da kuþlara malim olsun ben annemi özledim Hem annemi hem babamý, ben köyümü özledim
Anamýn bir atý olsa binse de gelse Bobamýn yelkeni olsa aþsa da gelse Kardeþlerim yollarýmý bilse de gelse Uçan da kuþlara malim olsun ben annemi özledim Hem annemi hem babamý, ben köyümü özledim."
bir acýlara hüküm giymiþlik, bir ne yapacaðýný bilememezlik bir handikap, bir ürkeklik bir boþvermiþlik, bir vazgeçmiþlik
bir müebbet bir idama hüküm giymiþlik çaresizlik, çaresizlik çaresizlik
“düyaya gelmek mi suçum-günahým• sevmek suçsa her cezaya razýyým idamlýksam gecikmesin infazým müebbetsem al canýmý Allahým”
“Selanik içinde selam okunur selamýn sedasý bire dostlar cana dokunur gelin olanlara kýna yakýlýr aman ölüm, zalým ölüm üç gün ara ver al baþýmdan bu sevdayý, nazlý yara ver”
gurbet gelininin yüzü güler mi, gelin gülüyorsa gurbetelde mi eline, gönlüne kýnalar yanmýþ kahrolmaz mý, baþlýðýna borçlanmýþ
aah o kahrolasý baþlýk parasý kim, kime, niye satýlan da o, borcu ödeyecek olan da mahkum da, kefil de mahkumiyet hemde ömrünce ...
DÝPNOT
Yakýp Türküsü/Haccýlarýn Emine (Þen-Türk)’den derlenmiþtir. Otobüs kasdedilmektedir geçim dirlik: ailenin birbirleriyle ve yakýnlarý ile iyi iliþkiler içinde olmasý, ekonomik yönden sýkýntý çekmemeleri özelikle maddi açýdan gelecek kaygýsý, sýkýntý duymamalarý ucara: ücra, uzak, aralý, mesafeli, uzakta, kenarda-kýyýda-uzakta olan öðsemek: özlemek, hasret • Gönülden Gönüle
Fotoðraf için Sn Sabit KIZILHAN’a teþekkürler.
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.