yorgunum sebastian
gönlümün perdelerini ört
sar acýlarý loþ odalarýn ýþýðýna
su dalgasý düþüncenin kollarý
seyrine çekiyor suskunluðu
mümkünse sesini kýs aklýmýn
güz sýzýsýnda eylül
ya bendeki neyin sýzýsý
puslu camlar, küflü koridorlar
bu kasvet yaðmurlarý neyin habercisi
dallara üþüþen serçeleri topla sebastian
bu gece misafirim olsunlar
bize kuþ cývýltýsý, kuþlara ekmek
biraz yaz kýrýntýsý
hiç fena olmaz
gözümde
uçuþan kelebekler
baþýmda yýkýlasý aðrý
depresif bir yýlanýn týslamasý gibi
duvarlarda ne çok gölge mýrýltýsý
al! kalbimi küçük bir kutuya sakla
içinde çürüyen kurtçuðu kuþlar yemesin
sýradan insanlarýn bakýþý gibi bakma yüzüme
gobi çölü gibi yanýyor gözlerim
sil kirpik tuzlarýný
ah! sebastian
sessizliði yalnýzlýða sarýp býrakmýþlar
fýsýltýsýný derman saymýþlar yaralý kalplere
her gün bakýþlarýma çizdiðim
mutluluk resimlerini de kaldýr
sonbahara inandýrýcý gelmiyor
tüm þehir üstüme düþmüþ gibi
söyle çöpçülere yataktaki enkazý
ruhumdaki yýðýntýyý alsýnlar
kaný çekilen mezar taþýndan umut ýþýðý olur mu?
sor bakalým elektrik direðinde ötüþen yusufçuklara…
ayþe uçar
27-09-2015