...
Ýbrahim
beni defnetmiþ(ler) duydun mu?
kesmiþ kullarýndan biri ümidi öm-rüm-den bildin mi?
marazýmý sebep koyup
Allah’ý da unutup!
herkes kendine bir dünya kuruyorsa
biz nasýl biz olacaðýz Ýbrahim?
kabirlere yýlanlar da giriyor deyince
korkuyorlar Ýbrahim
unutup dünyada omuz omuza uyuduklarýný
sanki yeni bir þeymiþ gibi
düþünsene Ýbrahim
gök bize sofra kurmuþtu biz sinilere baðdaþ kurarken el eleydik
kimse gözlerini kaçýrmýyordu kimseden ekmeði kýrarken
ki ekmek ne kutsaldýr Ýbrahim
üç kere öper alnýmýza dayardýk bir lokmasý düþünce
ve en iyi onu açlýk bilince...
þarap dolu mum ýþýklý sofralara dikti gözlerini bazýlarýmýz
bazýlarý yýrtmacý aralanmýþ heveslere
ah ben annemin memesinden düþtüðüm gün ölmeliydim
çünkü bir süt kaç sene korur seni ihanete uðramaktan
ölümümü bekleyenler varmýþ Ýbrahim
bir çözebilsem benim ölü bedenimden kime ne hayýr gelir!
ne acý deðil mi Ýbrahim
ölümünün beklenmesi heyecanla
hangisi daha dürüst ve vefalý bekçi
kabirde yanýna girmek çin sabýrsýzlanan yýlan mý
yoksa baþucudunda bekleyen -yalan mý-
hatta belki daha þefkatlidir
bir yýlanýn zehri
görmüyorlar
mazlumun ah’ý
zamanýn bahçesinde asýlý, ütülü gömlek gibidir
-sýrtýna sarýlmak için sahibini bekleyen-
avcý da vurulur bir gün
kuþ vuramazsa da ah vurur Ýbrahim...
soulmate