…
Ölülerinin kendini çok beðendiði
hayâl/etler ülkesinden geldim,
ruhlarý diri, bedenleri ölü
kimi cennetinde,
kimi cehenneminde gömülü…
Her gün biraz daha çürümüþlük
yayýlýyor kokusu ölü tenlerin
sokaklarda ne asma yapraðý
ne de akasyalar
yalnýzca afiþ asma yasaðý var!
Zabitan çöpçüler süpürüyor sabahlarý
korsan eylemlerde yapýþtýrýlmýþ
resimlerini rengârenk düþlerin
k/ayýp ilânlarýný kahramanlarýn…
Hiç þaþýrmadým doðrusu
þizofren megalomanlarýn
dermansýz kronik rahatsýzlýðý bu;
her eylemini doðru sananlarýn
ve karanlýðýnda gecenin
kendini yýldýz sayýp,
güneþi kýskananlarýn
daracýk karýnlarýna sýðmayan peklik
we arabalarýnda sosyetenin
allanýp pullanmýþ, pudralanmýþ ojeli
kýçýna bez baðlanmýþ köpeklik!
Oysa ben çoktan geçtim o yollarý
kaç bin yýllýk mazideki cehennemin
yedi kat dibine gömdüm
budalalýk çaðýmý
Babil’in Asma Bahçelerinde unuttum
aþý býçaðýmý,
iðne yapraklý çamlarýn reçineli bal/tasýný,
bað makasýný akasyalarýn…
Hayâl/etler ülkesinden geldim,
orada bir kentin içinde en son
bir k/ayýp ilânýnda gördüm
ismimi ve resmini düþlerimin
teknolojinin azizliðine kurban gitmiþim,
ülkenin dev/let baþkaný
cellat kesilip, çekmiþ i/pimi
zabitan çöpçüler silip süpürmüþ
ne ismim kalmýþ ne cismim
yalnýz hayâl/etlerin düþlerindeyim þimdi…
Ölülerin dirilerden farký yok
kiminin ruhu karýnca
kimi aslan kimi kaplan
bazýsý çakal bazýsý tilki
gün batýp hava kararýnca
fareler basýyor ölü kenti;
bu ne sondur ne de ilki,
ezelden beri böyledir beþer
böyle hali dünyanýn, bil ki
”Kediler ölünce kemelere gün düþer!”
Þaban AKTAÞ
17.02.2010