Minik serçem benim yavru palazım
Uçmayı bilmeden yellere düştün
Gözünde büyüdü yürek alazım
Uçup gittin hangi ellere düştün
Göğüs kafesimde gönül kuşu var
Gönlümün seninle ne çok işi var
Geçse de ilkbahar yazı kışı var
Yaz yağmurlarında sellere düştün
Uçtukça uçuyor gönül engine
Boyanıyor yürek gülün rengine
Çalmadı davullar dengi dengine
Sazımdaki kırık tellere düştün
Her sabah dallarda bir bülbül öter
Sanki göğsüne gül dikeni batar
Hasretin bağrımda kor oldu tüter
Korların yandıkça küllere düştün
Her bülbülün sesi duadır sana
Güneşin neşesi şuadır sana
Göğsümün kafesi yuvadır sana
Şimdi hangi uzak ellere düştün
Düşlerimi bile çok gördü felek
Tutmadı gönülden tuttuğum dilek
Külümün üstüne sen gel de gül ek
Gül dedikçe yelden yellere düştün
Kaşın kalem oldu türküler yazdım
Kalemin ucuyla yüreğim kazdım
Bu aşkın derdiyle canımdan bezdim
Hasretimle dilden dillere düştün
Şaban AKTAŞ
10.07.2014