katran karasýna düþen gözlerin
lav sancýlarýnda yürek yakýyor
mor salkýmlý geleceklere hasret ellerin
ateþ tutuyor katre katre
acý bir kum saati
doldukça boþalýyor bedeninden
umut kelebek kanatlarýnda ömür tüketirken
hain düþünceler þehri kasýp kavuruyor
süt kokan nefeslere
ölüm üflüyor zalim fikirler
baþka þehrin ýþýklarýný söndürmek için
kan kusuyor elleri barut kokan
yürekleri þeytanlaþmýþ nefs-in kölesi mahluklar
acý yýrtýyor derisinden hayalleri
soluksuz diz çöküyor hüzün
þehrin orta yerine
toz toprak karýþýyor
göz yaþlarý donuyor vahþetin kahkahasýnda
korku parçaladý alnýna çizilen kaderi
misketleri kayýp oyuncaklarý hiç olmadý
þeker tutmasý gereken eller
hüznü avuçluyor
þehrin çamurlu sokaklarýnda
çocuk adýmlarý yok artýk
masum meleklerin kanatlarýnýn kýrýlmasýna daha ne kadar seyirci kalacak bu zalim insanlýk….
Nurcan BÝNGÖL 08/ temmuz /2015