Biz geniþ zamanlarda sözümüzü unutup
Mihnetsiz ve sorgusuz nefesimizi tutup
Özümüzden savrulan korkusuz düþler ile
Karanlýk kuyularda kirli sularý yutup
Uyandýk ruh içinde gafil düþüþler ile
Uzun iç çekiþlerde gözyaþýmýz çaðlayan
Her damladan sorumlu yine bizdik aðlayan
Hangi menzil bu kadar bizi çekti kendine
Ya da ayaðýn hasmý kimdi yaban bendine
Rüzgârýn yelesinden silkeledik hýzýný
Koþturduk peþi sýra aldandýk nerde yine
Ömrün yamaçlarýnda sorduk çölün kuzunu
Gör ki bölük pörçüðüz ondan zayi ecrimiz
Bari kuþlar ötmeden erken açsa fecrimiz
Ufkumuz daraldýkça kapayýp pencereyi
Tükenmiþlik hissiyle bazen yorduk zerreyi
Gönül sýzlandý hazin derde düþtü zamansýz
Katmerleþmiþ hatalar uzattýkça süreyi
Yüreðin girdabýnda kalakaldýk dermansýz
Melul bakýþýmýzda yýðýnla türlü esef
Kayýp cümlelerimiz dudakta oldu telef
Can evinde dövünen avuç içimiz yara
Arsýz emelimizle kanattýk ara sýra
Duruþumuz davalý, üstümüzde gariplik
Bir acaip hâl ile gelmez olduk ayara
Bitse suskunluðumuz sökülsek iplik iplik
Güçlükler karþýsýnda sineye yüklü gaye
Yeniden sayfa açsa yazsa güzel hikâye.
Nezahat YILDIZ KAYA