Ney sesiydi içimde dergâh bir yaprak hýþýrtýsý kadar. Kýrýlgan. okyanuslar kadar geniþ en yorgun kýzýn rüyasýna yaðan sýra daðlarla yarýþan direniþ; saðanak saðanak güneþ gibi yangýnlý; velakin tül gibi þeffaf ve narin.
Sessiz bir þiir konuþur duvarda sahneden çekilir uzayan, kýsalan gölgeler.
O içten içe dolan þafi nefes boþlukta yaratýlan duru ses boðumlarla kurulu bir kafes siyah baþlý kamýþtan kuðu ki yüzdüðü fanus boynundan damlayan okyanus.
Ýlk yaratýlan Nur’du. uzakta kýsa, yakýnda uzun yankýlar ona dokununca duruldu zamanla ayak uydurdu herkes uyurdu bir zaman o konuþurdu ay gibiydi ama aktan öte nurdu
Geceler günleri doðurur her þafakta ufkun karný burnunda insan insana süt emzirir gece insana rüya insanca gelir üryan gider üryan tek soluk kalýr o da o’dur toprakla konuþur insanca akika kurbaný kýyafetinde koparýlýr göbek baðýndan havada boðulur, ruhuyla kurur tek soluk duyulur sonsuzca geri kalan ne varsa rüya… Sosyal Medyada Paylaşın:
Sezgin Nadi Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.