ecel bu,
bakýmsýz bir meryemana sarýlýr gök yüzünden boynuna,
sonsuzluk ölümle cebelleþmiþ bir kýtlýk,
uzaklaþmayý düþünürken zorunlu bir seferberlikle
beklentileri yollara uzatarak boylu boyunca...
sebepsizce katledilmiþ kimsesizlik yazýlmýþ alnýnýn ortasýna
jargonu sövgüden ibaret bir faþist kurþunuyla.
þaibe altýnda son siesta...
sývaþýr manzara siluetine al/akýþkan intizar
artýk kaç kaçabildiðin kadar vicdanýnla barýþýk
Son bir kavga için bizim hazýrlýklarýmýz tamam...
derk ederiz gerçeði,
alternatifsiz abesle iþtigalinizde...
ecel bu,
hepimiz yaþama özlem duyan barýþ elçileriyiz
her savurduðumuz feryat,
arkamýzdan seðirten bir umut...
derk ederiz gerçeði,
gerçeklerimizde vatan aþký,
seçeneksiz hezeyan altýnda, anýnda
yeniyetme varlýðýmýz çýrpýnýr yüreðimizde
gölgeniz azalýr sokaklarýmýzda
bir serseri patlama sahibini þaþýrýr
zannedersem seyelân,
kýble baþýmýzýn ucu,
ceplerimizde iþlenmemiþ günahlar
gayya kokularýyla son siesta...
sonrasý buharlaþmýþ buz kalýbýnda yansýma
serap defterinde kurutulmuþ çiçek kokusu,
gönül tellerine dokunmuþum ya,
parmak uçlarýnda bataklýk gülünden nasýr...
derk edersin gerçeði,
mütenavip absürt mütalâayla,
yüzkarasý töhmetlerle son siesta...
ecel bu,
yoldadýr sanýrým, rüzgarýn okþadýðý perçem
çýkmaz sokaðýn müdavimi,
hicretimin son duraðýnda bekler,
serkeþ bacaklarýmýn attýðý adýmlarýn,
anýmsamadýðým hangi reviþi
canýn, cananýna sunusu kaç mevsim
recim edilmemde aðrýlý kinaye taþý
belirtilen karar, bu son siesta...
son siesta bu, uyanmak yasak