seni sevdiðim zaman aþktýn
adýný aþka ben verdiðim için -bu yüzden baþka bir kalple böbürlenme-
Notre dame de Paris’i dinlerken
oturup Quasimodo’ya þiir yazan ben, üstelik gözlüklerime silecek takýp
kamburuyla eþdeðer bir kalp
ve sýðýnak iti kadar sadakat görmüþtüm
hani çirkin sayýlan bir yüzde
hani açlýkta sefalette
erimiþ mum kokuyor diyordu herkes
çiçek kokuyordu duymasýný bilene
ne yaparsan yap
kimi giyinirsen giyin
hangi duyguya hizmetse oyna
seni bir þarkýlýk -kamburu iyilik dolu bir kalp yendi-
ne eþþþþoðlusun aþk!
ne zaman tebessümle adýna dalgýnlaþsam
hani severekten
hani þefkatlen
iteliyorsun yüzümü ve kalbimi çýkmaza
neyse bu aramýzdaki (arandaki) kin nasýl bir þeyse bu nefret
Allahým beni affet
-Ellerim þiire düþüyor ben kaçmak istedikçe-
....keþke öptüðümde kurbaðayý, dönüþmeseydi prense
kurbaða kalsaydý
ve mevki, maddiyat, etiket sýrmalarýndan
ve süzülmeseydi kibir paçalarýndan
ölmeseydi aþk(ým)
aðzý sitem dolu, eli þiirli, bir katilim þimdi
baðýrsam, kýzsam ne fayda
dilimde küskün bir çocuk uyumakta
ey benim
yarým aðýz cüretim
patavatsýzlýðým
neredesiniz?
ancak her þeye raðmen sevenler bilir
insanýn eliyle kalbini tutacaðý andýr
çýkmasýn diye içinden a þ k
haybeden sevmiþ olabilsem de
alýþkanlýða ve sadakate düðme iliklettirir þu bendeki fransýz güpürü r u h
hepsi hepsi bu iþte
yalnýzca prensin içindeki kurbaðaya hürmeten
-aþk kim siz kimsiniz-
büyülü bir asaletten baþka!
soulmate