ne zaman ölüme teðet geçer isem
çocukluðum gelir aklýma
ve anýlar peþpeþe yuvarlanýr
döner durur topaç gibi...
düzensizliðin içinde düzen tutmak
acýlarý, iþkenceleri, hapishaneleri
ayrýlýklarý, ihanetleri
zordur bu ülkede unutmak;
çiçeði burnunda hevesler,
hortumlu fýrtýnalardan geçer
yaprak yaprak dökülür umutlar...
deðil mi ki öncelikle insan
kendisi için yaþar(!)
’gemisini kurtaran kaptan’
iç denizlerde sürekli alabora;
ne beklenir böyle hayattan?!
o yüzen sevdim daha çok
sonsuz boþluðunu uzayýn
içimizde iç, düþümüzde düþ kýrýklarý;
boynumuz büküldü, eðildi
þevkin, umudun çarpýk çurpuk
teneke kutu gibi yamultulduðu
bu dünya bana göre deðildi...
yaþamak varken kardeþ kardeþ
ecelsiz ölümler ile
çöreklendi koynumuzda acý
sürekli gözü yaþlý ana bacý;
koþumlanmýþ atlarýn sýrtýnda
bir þaklatan vardýr kýrbacý!..
yoldur bu, hayat yolu
doludizgin atlar, filler þahlar
dökülen nal, yýkýlan tahtlar
bir siyah, bir beyaz; atlar atlar...
bir selâ okunur sabahýn seherinde,
bir çocuk topaç çevirir
an gelir devrilir,
düzenin düzensizliði
kalýr her þey
darmadaðýn yerli yerinde...
Þaban AKTAÞ
27.04.2015