Alaca karanlýk bir yalnýzlýðýn ortasýnda
Verilmeyi unutulmuþ kararlar
Ak karaya kara aka dönerken
Ben saklamaz olmuþum akan yaþlarýmý
Sessizliðin tam dönüm noktasýnda
Beklemelerin ufuksuzluðunda
Sus diyorum sana sus
Bu güne kadar konuþtun da ne deðiþti
Hangi verdiðin sözü tutabildin
Kendine acýmaktan baþkasýný sevebildin mi
Kendi üzerine kurduðun dünyayý
Unutma yine yýkan kendinsin
Kaç sevdaya göz kýrptýn
Unuttun sayýsýný deðil mi
Ben unutmadým
Hepsi sýrtýma saplanan
Sivri uçlu birer hançer
Sessiz sedasýz iyileþmeyi bekleyen
Þimdi arýnma zamaný dedikçe ben
Sen çirkefin içinde kayboldun
Dünyanýn en eski yalanýna sarýlarak
Her defasýnda acýsýný bana yükleyerek
Çýkarsan artýk þu maskeni
Benden gizlemesen benim bildiðimi
Zaman su misali bilirsin akýp gider
Ve her salise
Binlerce mil olur aramýzda
Ve
Bakmýþýz ki
Zaman avuçlarýmýzdan kayýp gidivermiþ
Senin benim yüreðimden akýverdiðin gibi
Hala konuþuyorsun
Boþuna uðraþma nafile
Ben sana çok þans tanýdým
Sen elinin tersi ile ittin
Sana dua sevgi deðil
Þuh bir kahkaha
Binlerce bedenin ezdiði bir ten
Birkaç saatlik zevk yakýþan
Ve ben sonbaharýn kýþ ile buluþtuðunda
Dala inatla sarýlan kuru bir yapraðým
Gelecek bahara kadar dayanacaðýna inanan
Ve
Vefasýzlýðýn ilk rüzgarýnda
Mezarý olan gazeller düþen
Belki bir daha hiç var olmayacak olan