Yüreðimden
yüreðine
teðet geçen ten kokusunda býraktým.
ç/aldým sözlerimi ki
ve bende
sus/tum.
kendi duraðýmda/duraðanýmda.
tek þekerli çay tadýnda
bir mola yerinde
yaklaþtýkça kendime
derinliðine sustum.
sana sustum ki
düþürdüm avuç içlerimden
maviden daha mavisini.
kýrýk bir notaydý iki dörtlük.
aldým/alýþtým.
saðanaklarda minnacýk bir andý
aniden baþlayýp,
koca bir hiçlikte son bulan/talan
öksüzleþen/kimsesizleþen ki
orda bir blok arasýnda
kelimelerin týnýsýnda gömülmüþ bir anda
seni buldum.
delice anýmsýyorum þimdi
inan ki hepsi bu
sondan bir an önce.
bu gün cumartesi
yüreðimdeki zamaný durdurdum
ve sonra
birkaç þey yaptým
biraz hasret
çokça nikotin
birkaç fincan kafein
biraz kýþ
biraz yaz
biraz kendim
ve tuz kadar sendim ki
yaptýðým birkaç eylem daha var
lakin bunlardan bahsedemem þimdi.
damarlarýmý zorluyorlar
kimi zaman aklýmý
bir illüzyonun dehþetli gözlerle
yutkunarak seyredilmesi için
gerçek olmasý gibi
gerçeðimdi bunlar.
yokluðunun teri yapýþmýþtý tenime
göðüslerin dümdüz olmuþtu göðüslerimdeki
bu sabah yapýþýk uyandýk
sabaha dek
iki bacaðýmýn arasýna alarak ayaklarýný
soluðun,
soluðumun içindeki duvarlara çarparak nemli
uyumuþum.
ve ben kazýyorum þimdi duvardaki nemi.
bu gün toparlayarak kendimi
karmaþýk duygulardan uzak
kendime b/aktým
kendi yüzüme
elaya kesik
kýrýlmýþ bir keskinlikte belki ama
baktým ve yaralandým ben.
bedenim çatladý
ve daðýldý
odamýn karanlýk köþelerine parça parça.
yýlmadým.
üzerime çekerek en keskin düþü
dokundum sana
doldum sana
oldum sana ki
kar yaðacak
ve üzerimi beyaz vuslat örtüsü kaplayacak
”görmeliyim”
benim g/özlerimi bir daha bað/lama
artýk düþtüðüm yar/da
o kuyuda.
bir þey yok
aþk,
çýplak ayaklý bir panterin
ciðerimin üzerinde dolaþmasý
ruhumla dalaþmasý.
aþk,
boðazýmýn altýndaki diþ izi
parmak uçlarýmla
dokunuyorum þimdi mora kesik.
bu gün ben kendime borçlu
kendime kýzgýn
kendimle alýp veremediklerimi
kendime anlatýr buldum
bir istek/bir tutku belki
yazýlarýný okudum.
asla hatýrlayamayacaðýn yazýlarýný ki
sonra birkaç kare cemaline b/aktým
sonra gözlerine
sözlerine
tatlý-acý yaz günlerinde
sana býraktýðým her anýyý geri almadan
ve hiç kimseye vermeden
senden aldýðým her þeyi
þimdi kaçarak
ve koþarak uzaklaþacaðým.
yollarýn tabanlarýmda
býrakacaðý aðýrlýklarý bile kazýmadan ki
günler sonra
kayýp bir kentin sokaðýnýn tam ortasýnda
saðýnda/solunda.
bir yerinde bana b/akarken bulacaðým seni.
saçlarýn ýslak
uçlarý kýrýk bana b/akacak.
bana baktýðýný göreceðim ki
omzunun
kokunun
yüzünün
bana dönük olduðunu bileceðim.
koklamayacaðým
ve dokunmayacaðým
delice özlediðim bu yerde ki
flu bir görüntü içersinde
çekip/geçip gideceksin.
içine.
evine geç kalma
geç kalma hayata
banyona
küvetine
paletine
renklerine
kokularýna ve korkularýna.
damlýyor evet
parmak uçlarýmdan ýslaðýn
dokunma.
býrak kalsýn saçlarýmdaki kir
korkuyorum
demiþtin
ve kavrayýp bileklerimi
avuç içlerinle yakalayýp saçlarýmý
öpmüþtün damarlarýmdan
dudaðýnda,
dudak kenarýnda
bir kesik izi var þimdi
sende baþaramadýðýn
bir ayrýlýk
bir ölüm ki
önüm
arkam
saðým
solum
sobe
gördüm seni
gördüm evet
lakin kördüm/kördüðüm.
ve sen,
kendine bir düþte çarptýn.
saklayamadýðýn her eylem
bir gece
he-ce/he-ce..
sokak lambalarýnýn ýþýðýnda
çarpmýþtý yüzüne ki
gözlerin bana çarpmýþtý
bedeninden önce.
aðlamýþtýn, unutmadým.
dilimin ucuyla damaðýma yapýþmýþ
bütün sözlerimi kazýyorum þimdi
adýný
tadýný
kokunu
unutturuyor
ve
unutuyorum
ben vardým
yaþadým ve yazdým
þimdi ise
selam verip
son alkýþtan önce
gidiyorum sahnenizden...
(...)