Kýrýk dökük bir hayat bizimkisi, Sallanan sandalyede oturan bir ihtiyar gibi, Her bayram sabahý pencerenin önünde, Evlatlarýnýn yerine cama konan kuþlarý seven.
Hani radyoyu her açtýðýnda, Yalnýzlýða çevirirsin ya frekansý, O sevdiðin þarký sona yaklaþtýðýnda, Keþke dersin, keþke tekrar çalsa.
Kýrýk dökük bir hayat bizimkisi, Porselen çaydanlýkta soðuyan bir demlik çay, Tabaðýn kenarýnda bayatlayan bisküviler gibi...
Ýþte böyle, bu kadar kýsa hayat öykülerimiz, Kýrýk dökük bir hayat bizimkisi.