düþ yýrtýðý
hayal artýðý
gül solgunu
gün yorgunu bir hayatýn acýmsý ve buruk tadýna bakardý gözleri
uzaklarý seçemezdi
küçüktü umutlarý
zoraki kendi yüreðini ýsýtabileceði kadar
düþtü bir gün
düþlerin uçurumlarýna
ay da yoktu
daha akþamdan çekip gitmiþti
vurgun yemiþ kedi gibi açtý gözlerini
büyüyen göz bebekleri yaðmura teslim oldu sonra
güneþi aradý çaresiz
oysa akþamdý vakit
gölgesiz saatleri tuttu ellerinde
geçmiþti geçmiþ
geçemedi geçenlerden
kaldý öylece
sustu
hava ayazdý
kar beyazý pamuk yorganýný çekti gökyüzü üzerine
uyumuþtu öylece
en sýcak gülüþlü anneleri gönderdi rüyasýna tanrý
sarýldý kaldýrým taþlarýna biraz daha
dalýp giderken rüya meleklerine
kimbilir kaç zamandýr aç olduðunu bile unutmuþtu
sevgiye zil çalýyordu yüreði
uyudu öylece
saatler durmuþtu
zaman durmuþtu
duymadý sessizliðini þehirde hic kimse
hiç kimsesi zaten yoktu
kimsesizler mezarlýðýydý kaldýrýmlar
kaldýrdýlar kaldýrýmlardan
geçmiþti buralardan
kendinden geçmiþlerin arasýnda
fark edilebilmekti belki de yaþamak
yokluðun derin yoksulluðuna raðmen ruhlarda
duyabilmekti seslerini
sessiz çýðlýklarýn
suskunluklarýn duyarsýzlýklarýn ortasýnda
gülümseyebilmekten de çok
kýþta baharlarý anýmsatmaktý belki
belki de gülümsetebilmekti
çok zamanlar öncesinde bile olsa
kuruyan gülleri …