kaðýdýn esareti bitmeden
kalemin sesini kýstým ilkin
az buz deðil
göðün miktarýnca sustum geceyi
kaygýlý bir kayýktý gözlerim
kavgalý ellerimle çekiyordum sürekli kürekleri
deniz koþuyordu fýsýltýsýný arkamdan
farký yoktu geleceðin
posta kutusunda býrakýlan mektuplardan
alamýyorum kendimi
içinde sesinden sen bulurum diye
her kelimenin önüne atýyordum kendimi
yine tozu dumana kattý içimde
mevsimini umursamayan aþk
hummalý saltanatýný yetiþtirdi
geldi kondu kavlini baðýrarak kalbime
kýmýz içiyorum bir yanýmla orta Asyalý kanýmý
tutuyor
ateþi körüklüyor damarlarýmda
atýmýn toynaklarýnda sayýlý mesafeler
birikiyor
aþk kendini çekip çeviriyor
bir Leylalýk koyulaþýyor yeniden
ol deyince olduranýn takdiridir diyorum
peþinden akýyorum çölleri
mecnun kendini azad ediyor
yine sabahý kör uyandým
sevdalý ruhumun sayýklamalarýyla
hangi Leyla olsam karar kýlamadým
kara kuru olup çölleri kavuran mý
yoksa aþüfte libaslar içinde endam eden
caddeleri daðýtan mý
ah leylasý olduðum kays
çýkman için ortaya
daha ne kadar elma demem gerek