Divit, hokka, mürekkep...
Divit…
Hepimiz bir acýnýn körpe masumlarýyýz.
Hasretin öz kardeþi gamýn hýsýmlarýyýz.
Bundandýr kardeþliði Mecnûn ile Kerem’in
Bundandýr kardeþliði ölüm ile verem’in..
Mürekkep…
Duydum ki bir kandilin isinden mayalanýp,
Ve birazda mekânda naz ile oyalanýp… Salýnýp toplanarak bir kâsenin içinde,
Sayfalara düþmüþsün bir “elif” biçiminde…
Hokka…
Derdin hangi rengini dökmüþlerse içine,
Kalem ah’ý nakþeder hayatýn en hiç’ine…
Hangi renk seni mahzun, diviti handan eder.
Hangi harf kâðýtlara dünyayý zindan eder…
Hattat…
Bir kez dokunuverse yüreðin kâðýtlara,
Neler dökülecektir kim bilir kaleminden…
Gözyaþýn mahrem bir yüz katarken aðýtlara,
Habersiz uyur uyku göðsünde, eleminden…
Kâðýt…
Ne mürekkep anladý ne divit dokunurken,
Ebede dek sürecek bu yangýný ruhunda…
Ötelerden bir selâ bir isim okunurken,
Kayboldu kelimeler sükûtun gürûhunda…
Ve Hikâyat…
Ve herkes yoðrulduðu mayasýna göç eder.
Herkesin defterinde ayný divitin izi…
An gelir mâveranýn ziyâsýna göç eder.
Bedenin kalbinde ah, ruhun ruhunda sýzý…
Yusuf Mescioðlu
Ýkitemmuzikibinondört.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.