_Niye sonbahar hep hüzün söyler ayrýlýklarý doðurduðu için mi?_
bilindik mevsim saklanmýþ sarý yapraklarýn altýna hüzün bir ses verse bulacaðým yerini ne teslim olmuþ bað bozumuna ne de gökyüzüne göðsünü germiþ mavi beyazý sarmýþ sýrtýna güneþe dökmüþ sararsýn diye anýlarýmý
önümde kývrýlýrken sahil yolu Ege’nin dalgasýnda boðuldu martýlarýn çýðlýðý “gitmeyin” diye haykýrdý güneþ “ayrýlýk o yolun sonu”
“ah! dili olsa da konuþsa mý” demiþtik þarkýlarýn anlamýþ hallerimizi radyo, pusudaymýþ dinledik eski zaman aþklarýndan kulaðýmýzdan kalbimize üflenen güfteleri bilmezdim bu kadar yürek yaktýklarýný hele o son þarký göðsümde asýlý býraktý sancýný yol boyu göz pýnarlarým çaðladý
“kimler geldi hayatýmdan kimler geçti hiçbirisi senin kadar sevilmedi”
hüzzâm günleri kovalarken zaman özlemlerim baþladý daha sen yanýmdayken ayrýlýk yaðmur bulutuydu üzerimde
yalnýz kalmasýn diye sen yaným acýyý dizdim sislerin ardýna kan oturdu yangýn yerime yasladým yýldýrýmlarý gözyaþlarýma boðdu beni akmadý ýrmaðým harmaným, çaresizlik buzuldan býçak sýrtý yordu ikimizi de sessiz direniþimiz "gitme" diyen dilim suspus þimdi zaman mum misali…
eyy ruhum! ne renktir þimdi hayat belki gri, belki buz mavisi bazen bilmek de istemiyorum
durdursun biri þu yolu söksün akreple yelkovanýn kalbini
ah cansuyum ne gerek vardý þimdi gitme vakitlerine zamansýz gömülmenin nereden çýktý bu buhranlý yolculuk bilirim her gidiþin bir dönüþü vardýr bu seferki sýrýlsýklam bir veda
gitmeyenim olmalýydýn yakamozlar gamzelerime düþmeliydi vedalar düðümlenmeliydi halata dolunay bizi anlatmalýydý maviye denizkýzlarý serçe yüreklerine koymalýydýlar mis kokan bir demet aþký
yolcusun durma, bakmadan git ardýna can pýnarýmdaki su gibi ak her gönlüne düþtüðümde anýlar saçýlsýn düþlerine mahzenimde sakladýðým çýðlýklar yýrtsýn gecelerini
yine semaya kilitlenmek istediðinde bil ki bütün kapýlarým açýk sýrça yüreðim seni istiyor, s e n i b e k l i y o r